tag:blogger.com,1999:blog-27090687559267739422024-03-22T06:06:02.373+03:00B.A.D... (Blood And Democracy)Günümüz dünyasında birbiriyle neredeyse özdeşleşmiş iki kavram : Kan Ve Demokrasi. Bu ikisi bir araya gelince zıtların birleşimi oluyor maalesef. Ve bu iki kelime ne tesadüftür ki İngilizce'de "BAD" kelimesini oluşturuyorlar...
Blood And Democracy... They are such a "Bad"...Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.comBlogger22125tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-43388875038191302562013-04-01T01:13:00.000+03:002013-04-01T01:45:32.444+03:00Bir Kaç İyi Niyet<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="MsoNormal">
Susayım diyorum yazsam elime ne geçecek diyorum ama kendimi
durduramıyorum. Sanki üstüme çok da vazifeymiş gibi bir ruh hali ile sürekli
düşünüyorum, kendimi alamıyorum. Hayat dediğimiz şey, milyarca insanın
etkileşimi ile oluşan bir düzenden başka nedir? O hep küfrettiğimiz, sövdüğümüz
düzen aslında koca çevremizdeki insan yığınından başka nedir ki? Ve bizde o
düzenin, o hayatın bir parçası değil miyiz? Zor olan hayat mı yoksa insanların
bu denli zorlaştırması mı? </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Çevremize biraz baksak… İçten içe acı çeken o kadar insan
var ki… Bizden daha da zor durumda olan ve bizden daha iyi durumda olan nice
insan var. Bu her zaman olacak. Eğer birkaç iyi ya da kötü arkadaşımız varsa,
başımızı sokabileceğimiz bir evimiz ve ailemiz, bize değer veren ve nasıl
olduğumuzu soran birkaç dostumuz varsa bu yetebilmeli bize. Evet, hiçbirimiz mükemmel değiliz, hiç birimiz
doğduğumuz kadar masum ölmeyeceğiz. Fakat içimizde o iyiliği sırf bazı kişiler
egolarından dolayı bize zarar verdiler diye öldürmemeliyiz. Hayat bizi ne kadar
zorlarsa zorlasın o ateşi kaybetmemeliyiz. İnsan olduğumuzu unutmamalıyız. Evet, hepimiz acı doluyuz, keder doluyuz,
kırılgan, kırılmış, üzgün, kederli, öfkeli ve hepsinden öte benliğimizin her
zerresiyle egomuz ile doluyuz. Hepimiz o içinde boğulduğumuz ego dehlizimizden
kurtulmadıkça bu açıyla dünyaya bakmaya devam edeceğiz. Fakat güneş her gün yeniden doğuyor (kutuplar
hariç) ve o doğan güneşle her gün yeni fırsatlar, umutlar bizi bekliyor. Belki sabrımız deneniyor, belki ruhumuz
zorlanıyor, fakat hiçbir emek karşılıksız kalmıyor. Emin olalım biz iyi birer insan oldukça,
karşımızdakine iyi davrandıkça, vicdanımızla hareket ettikçe o canımızı
yakanlar da elbet bir gün farkına varacaklar ve geri dönecekler. Belki de
dönmeyecekler bu onların egolarıyla alakalı. Fakat bizim vicdanımız rahatsa,
elimizden geleni yapmışsak emin olun bu fedakârlığımız karşılıksız
kalmayacaktır. İçimiz her ne kadar acısa da ayakta durabilmeli ve
gülümseyebilmeliyiz. Gülmeliyiz ki bizi acıtanlar da onları esasında ne kadar
sevdiğimizi görebilmeli. Belki de göremezler. Onlar belki egolarından gözleri
kör olmuş olabilir ama biz gerçekten iyi insanlar isek gözlerimizin kör
olmasına müsaade etmemeliyiz. Evet, iyi bir insan olmak gerçekten çok zor.
Çünkü bizler türümüzün son örnekleriyiz. Ve neslimizi devam ettirmek istiyorsak
ayakta durabilmeliyiz. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Dediğim gibi bunları demek üstüme vazife değil, söylemek de
haddime değil. Dedim ya içimdeki engel koyamadığım o dürtü beni bunları yazmaya
itti. Belki iyi ki de yazmışım belki yazmasam da olurdu. Sonuç olarak buraya
kadar –atlamadan- okuduysanız minnettarım. Belki bi faydası dokunmuşsa ne mutlu
bana. Ve hayat aslında bizleriz. Bizler sevdiklerimizi egomuzdan üstün
tuttuğumuz gün hayat işte o zaman zor olmayacak. Ad Astra Per Aspera.</div>
</div>
Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-81297177631840084462013-02-23T01:46:00.000+02:002013-02-23T01:46:25.192+02:00Feda<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
Gece her çöktüğünde,<br />
Rüyalar kabusa dönüştüğünde,<br />
Bir ışık görür yüreğim...<br />
<br />
Sükunet kulaklarımı çınlatırken,<br />
Karanlık içimi ısıtırken,<br />
Hayallerim buhar olup uçarken,<br />
Bir çıkış görür yüreğim...<br />
<br />
Aklım, fikirlerini terk ederken,<br />
Kalbim, duygu denizinde boğulurken,<br />
Ellerim, çaresizce kalemi tutarken,<br />
Bir çözüm bekler yüreğim...<br />
<br />
Hayat, yalnız kalmaksa eğer<br />
Cennet kim? Cehennem nerede?<br />
Arafta sıkışan ruhum,<br />
Toplamış, valize doldurmuş umudunu.<br />
Her bir umut yeni bir dünya,<br />
Her dünya yeni bir hülya,<br />
Baloncuk misali uçarken rüya,<br />
Bir çift kanat diler yüreğim...<br />
<br />
Beklenen...Özlenen...Giden...Gelmeyen...<br />
Matem...Sıla...Feda...Veda...<br />
Çok mu şey istedim acaba?<br />
Bir özgürlük türküsü söyler yüreğim...<br />
<br />
<br />
15:43<br />
22.02.2013<br />
Ad astra Per aspera<br />
</div>
Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-85420901213569696012012-12-11T14:19:00.001+02:002012-12-11T14:19:35.349+02:00Harita, Pusula, Göçebe, Seyyah ve Mimar <p>Ne zamandır kafamda bazı fikirleri şekillendirmeye, anlamlandırmaya çalışıyorum. Sanırım yaşımın çömezliğinden dolayı fikirlerimin oturması biraz yavaş oluyor. Gerek hayatın öğrettikleri, gerek kişilerin öğrettikleri yardımcı olsa da bazen insan tek başına kalıp beyninin nöronlarını tek tek açmak isteyebiliyor. İşte o zaman doğruyu ve yanlıșı ayırmada bir kılavuz edinmek istiyor. Tam da bu nokta, hayatımızı belirleyen nokta. Sonuç olarak elimizdeki harita nereyi gösterirse oraya gidiyoruz. Eğer haritamız ayrıntılı ve bilgilendirici değilse yolumuzdan sapmamız bir hayli yüksek. Peki ya haritayı reddedip rotasını kendi çizenler ? Yolların ve varışların önemini umursamayıp han han dolaşanların hali nedir ? Bir yere varamadan sona ermenin vereceği mahcubiyeti ve pişmanlığı düşünmüyorlar mı acaba ? Peki eline tutuşturulan haritayı pek kurcalamadan, " Bu da neymiş ? " diye merak etmeden, haritayı veren üstada güvenip haritasının en ala olduğunu düşünenlerin hali nedir ? Gösterdiği yolları yegane yol belleyip diğer seyyahların haritalarına gözünü kapayanlar nereye varacaklar peki ? Elbet şu koca diyarda başlangıcı, yolu ve varışı düzgün gösteren; engebeleri, tehlikeleri, tuzakları gösteren; uyarılarla ve öğütlerle dolu bir harita vardır. Ama hangisi? Sanırım günümüzde haritaları kurcalayanlardan ziyade maceraperest ruh haliyle hareket edip deniz sarhoşluğuyla pusulasızca ilerleyenler (?) daha çok. Sanırım yoldaki seraplara aldanıp kendini sahici cennette sananlar ve bu dalgınlıklarının zararlarını hesap etmeyenler daha fazla. Ve bu hayal alemindeki maceraperestlerin içkilerini tazeleyenler de haritaların bir halta yaramadığını söyleyenlerle beraber aynı kafiledeler. Kimisi tek başına çıkar bu seyri alemi, kimisi bulur yol arkadaşları. Kimisi ise yolu da, haritayı da, pusulayı da, seyyahı da yok sayar. Her yolcunun bir fikri var aklında. Birinden biri elbet doğru. Ama hangisi ? </p> <br/> <p>Yazı çok karıştı diyorsan, zaten yol da karışık. Basit olan bir şey yok ki ortada. Basit diyen emin ol yalan söylüyor. Bu serap dolu, tuzak dolu, engebe dolu yolları aşmak her babayiğidin harcı değil. Bu ateşten gömleği giyip gitmek kolay değil.<br> <br/> Ve madem ki zaman bir yol, o zaman bu yolun bir haritası olmalı. Bu yolu yapanın seni haritasız koyması en başta akla ve mantığa ters. O zaman ne engebelerin ne de engellerin bir anlamı kalırdı. Herkes kendi pusulasını çizer, varabildiği yere varır, kimse de bir şey diyemezdi.</p> <br/> <p>Vel hasılı kelam yolumuz varsa, yapanı da var, haritası da var. Burada anlaştıysak sıradaki soru şu: "Hangi harita gerçek?". İşte esas sorun da burada başlıyor. Çünkü kimisi oturup haritayı kendi çiziyor, sonra da kalkıp "Bu harita yolun mimarının haritasıdır." diyor. Peki harita mimarın mı yoksa daha yolun yarısına bile gelememiş yolcunun mu nereden bileceğiz? Haritaya bakmadan bilemeyiz elbette. Gördüğümüz haritayı incelemeden bırakmak ne kadar hatalıysa, direk sarılıp incelemeden doğru kabul etmemiz de o kadar hatalı. Çünkü bizi uçuruma götürüyor da haberimiz bile olmayabilir. Peki haritanın doğruluğu yolcudan yolcuya değişir mi? Harita yolu tarif ediyor yolcuyu değil. Ve harita tek olmalıdır, her yolcunun rotasını kapsamalıdır, yolculara olası tüm engelleri, düzenekleri, tuzakları, serapları göstermelidir. Uyarıcı, öğretici, bilgilendirici, kendi içinde tutarlı olmalıdır. Ki her yolcu bu haritaya baktığında diğerlerinden farkını anlamalıdır.Ve mimarının muhteşemliğini yansıtmalıdır. Yolcu elinin değmediği apaçık ortada olmalıdır. Sanırım böyle bir haritanın doğruluğu kişiden kişiye değişmez.<br> <br/>   Lafı çok uzattım kabul ediyorum. Lakin madem bir yoldayız, o zaman bu yolun hakkını vermemiz gerekir. Diyeceksin ki "Ben mi istedim bu yola çıkmayı?". Ruhun senden önce istedi. Yani istedin. Sevgiler...   </p> <br/> <p>Ad astra Per aspera. 23:04 23.11'12</p> <br/> Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-59527905411673018742012-08-26T00:12:00.002+03:002012-08-26T00:12:17.634+03:00Çalakalem<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="MsoNormal">
Nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Gittikçe bulanıklaşan
zihnimle beraber hafızamda artık eskisi kadar kuvvetli değil gibi gelmeye
başladı. Sanırım devamlı çok gereksiz şeylerle uğraşmak zihnimi aşırı meşgul
tutuyor. Gördüğüm rüyalarda da mantık aramamaya başladım artık. Yediğimiz
sınırsız subliminal mesajlardan dolayı bilinç istifa etmiş durumda ve gece dinlenme
vakti olduğunda doğru düzgün bir kaset bile koymaktan aciz hale gelmiş. O da şaşkın ve
suskun şu günlerde. Sanırım hepimiz dumura uğratılmış durumdayız. Bazen diyorum
ki keşke hayatımızda dur düğmesi olsaydı da arada bir basabilseydik. Ya da
görünmezlik iksiri olsaydı da kendimizi soyutlayabilip etrafta neler dönüyor
bir bir görebilseydik. Sonra da “ Vay anam Serhat neler dönmüş yaa”
diyebilseydik. Çok mu şey istiyoruz acaba? Bilmem ki.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Devir teknoloji devri olduğundan beri egomuz da, duygularımız
da sanallaşmaya başladı. Görmediğimiz, bilmediğimiz insanlara kendimizi
okutarak – bunun gibi – dinleterek, göstererek bir ispat çabası içerisindeyiz.
İnsanlığın görmediği derece bir hırsın içinde, kendimizi kaybedercesine koşuşturuyoruz.
En büyük sanallık olan para adeta hayatlarımıza hükmediyor. Evet para. Nedir bu
para? Yenir mi içilir mi? Yedirir ve içirir. Lakin bazen kafam para konusuna
basmıyor. Bu kağıt parçaları nasıl bu kadar etkin bir şey bu dünyada anlayamıyorum.
Evet bir düzen için belki “geçer” bir şey gerek belki. Ama eğer bu düzen sağlayıcı
kaos oluşturmaya başlamışsa orada bir gariplik var demektir. Ki parasız da
düzen sağlanabileceğini savunanlar var çok da haksız değiller hani. Ayrıca
eskiden altından, gümüşten olan, en azından bir mücevher değeri olan para şu an
bildiğin kağıttan. Hatta plastikten, hatta sadece bilgisayar kodlarından. Hani
yakında dokunabildiğimiz bir şey de olmayacak. Çok garip değil mi? Vallaha bana çok garip geliyor. Peki biliyoruz ki para bir imtihan aracı. Ki ne zenginler bu
imtihanda hüsrana uğramıştır. Ne “talihliler” talihsizliğe uğramıştır. Peki
neden? O kadar güç ve kuvvet getirisi olan bir şey nasıl böyle bir mağlubiyet
getirebilir ? İrade, akıl, ileri görüş ve sabır eksikliğinden diyebiliriz. Her neyse.
Para… Cidden çok garip bir şey. Acaba Lidyalılardan önce olmuyor muydu böyle
güç savaşları ? Tabii ki oluyordu. Nereden mi biliyorum? Yaşımı tahmin etmeye
kalkmayın sakın. Demek ki sorun para değil aslında. Para sadece buzdağının görünen yüzü. Peki
görünmeyen yüzünde ne var ? Titanik. Güç ve şâşaadan gözü dönünce insan “Tanrı
bile batıramaz” diyebiliyor işte. Yani iş iç dünyamızla alakalı esasında.
Kendimizi çok bi halt ve her şeye layık sanmamızda. İçimizden gelen dürtüler,
içgüdüler, nefs öyle bir geçirmiş ki benliğimizi ve kendisinin olmadığına öyle
bir inandırmış ki şeytan misali, gözümüze inen perdeleri fark edemez olmuşuz. “Hayat
koşuşturmacası” içerisinde yolumuzu kaybetmişiz de pusulamızın bozukluğunu bile
fark edemez olmuşuz. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Konu çok dağıldı, neresinden tutup toplayacağımı şaşırdım şu
an. Zaten hayat da böyle bir dağınıklık ve ayrılmış kolların sonsuzluğu gibi değil
mi zaten? Biz insanlığımızdan taviz verdikçe, alacağımız hazlar için, “daha iyi
bir yaşam” için maneviyatımızdan, ruhaniyatımızdan taviz verdikçe sonumuz
önceki örnekler gibi olacaktır. Peki bunları bilmiyor muyuz? Evet biliyoruz.
İşte bakmak ile görmek arasındaki fark diyorlar ya. Bazılarımız bakıyor da
göremiyor, bazılarımızın işine gelmiyor. Ve işine gelmeyenler bu hayatta en
büyük kötülüğü yapanlar oluyor. Hal böyle iken böyle işte. Ne demişler: “Delidir dellenir, ancak bir iki söylenir.”
Kolay gelsin.</div>
</div>
Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-49254267202836337442012-07-02T01:06:00.003+03:002012-07-02T12:37:25.757+03:00Bir Kaç İyi İnsan...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: left;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Şöyle bir durup etrafa bakınca, hayatı tribünlerden izlemeye başlayınca her şey o kadar netleşiyor ki... Her şey o kadar bulanık iken bir anda cam gibi oluyor ki... Hayatın bir tiyatro gibi olduğu, bir sinema gibi olduğu, yeri gelince bir savaş gibi olduğu... Bir nevi belgesel gibi... O onla plan yapıyor, o onu ele geçirmeye çalışıyor, o yerini korumaya çalışıyor, o onu arkadan yakalıyor... Sanki hepsi bir senaryo ve herkes filmin baş rolü gibi... Ama o oturduğunuz koltuktan tıpkı sinemaya itiraz edemediğiniz gibi hayata da itiraz edemiyorsunuz. Çünkü sesiniz gitmiyor, yetersiz kalıyorsunuz ve onca haksızlığa, yozlaşmaya karşı içiniz yanıyor sadece... Ve yatağınıza girip uyuduğunuz zaman ise gökyüzüne bakıp derin bir iç çekip uyuyorsunuz. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Maalesef ki bu anlattığım iyi insanların her geçen gün birini daha kaybediyoruz. Ve her geçen an yozlaşmamız hızını arttırarak devam ediyor. Gittikçe daha tatminsiz, daha eleştirel, daha çıkarcı bir toplum oluyoruz. O bir kaç iyi adamın sesi de daha da cılızlalışıyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Aziz Nesin'in dediği gibi " Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük'te birleştiğini görünce ona kızıyoruz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Bu zübükler heryerde var, biz zübükler nerde varsak, onlar da orda... "</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Hepimiz o kadar suçluyuz ki aslında. Hepimiz sadece kendi evimizin evinin önünü temizlesek ortada pislik kalmayacak ya aslında. Fakat uyuşmuş bedenlerimiz ve zihinlerimiz, damarlarımızda dolaşan uyuşukluk ve tembellik tıpkı morfin gibi uyutuyor hepimizi. Şehitlerini 3 günde unutan bir toplum ne kadar birlik ve beraberlik içinde olabilir ki? Yahut "askerlikten nasıl kaçsam" deyip dönünce de kahraman edasıyla atıp tutanlar ? Hepimiz vicdanlarımızı o kadar unutmuşuz ki...</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Galiba kendi halkını bu kadar hor gören, bu kadar aşağılayan başka da toplum yoktur. Bu kadar aşağılık kompleksine sahip olmamızın nedeni aslında taa Osmanlı'nın çöküş dönemine kadar gidiyor. O zamanlar geriye düşmemizi hazmedemememiz yerini özentiliğe bıraktı. Batıda ne varsa mübahtır anlayışı ile hareket edince ve doğudan gelen değerlerimizle pek de uyuşmayınca ortaya karışık bir salata çıktı. Çünkü evet biz ne batılılar gibi halktan üstlere giden devrimler yaptık ne de tepeden inme fikirlere tam adapte olabildik. Belki de halkımız sorgulama yeteneğini "her şeyi eleştirip kötüleme" olarak algılamasaydı durum çok daha farklı olabilirdi. Ama o içimize sindirdiğimiz aşağılık kompleksi maalesef bizi içten içe yedi. Ne arabeskçinin metalciye, ne metalcinin popcuya tahammülü var. Ki zaten çoğu da ithal akımlardır ne garip ki. Değerlerimize öcü gibi yaklaşıp onlara yüz çevirmemiz ve bazı batıl inançlar yüzünden bütün değerlerimizi elimizin tersiyle itmemiz bize çok pahalıya mal oldu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">İnsanların ikiyüzlülüğü günümüzde klavye delikanlılığı ile vücut buldu. Söylemleri ile eylemleri tutmayanlar bizlere elit olarak gösterildi. Marjinalliği bir halt sanmaya başladı insanlarımız. Ki gariptir marjinal ne demek çoğu insan bilmez. Ve ilgi çekmek dikkat çekmek namına her türlü şaklabanlık mübah görüldü.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Eskiden halkımız saf diye kendi kendisiyle dalga geçerdi. Şimdi ise zübük olan ne varsa. Ve bu ruh halimiz her geçen nesil daha abuk sabuk jenerasyonların doğmasına yol açıyor. Şöyle ki her jenerasyon biraz daha "genişleyen" toplum bir kaç nesil sonunda "baya bir genişlemiş" olacak.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Satrançta önemli olan bir sonraki hamleyi değil bir kaç sonraki hamleyi görebilmek ve şimdiden önlemini alabilmektir. Fakat halkımız satrancı hala sıkıcı buluyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Düşünmeye zorsunan bir toplum olarak son sürat ilerliyoruz. E haliyle de hazır kalıplar halinde sunulmuş fikirleri "fast foodvari" şekilde "tüketiyoruz". Böyle yaşayan bir toplumu idare etmek de pek zor olmasa gerek.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Peki bu kadar olumsuzluk arasında hiç mi "iyi insan" yok? Elbette var. Olacaktır da. Bırakın da 70 milyon arasında düşünmeyi keşfeden insanlar olsun. Fakat bu insanlarımız da tek tek bağırınca sesleri pek duyulmuyor. Bazılarının da sesleri kesiliyor. Bazıları da düşünsel farklılıklardan girdiği çatışmalardan dolayı ülkenin gittiği uçurumu unutuyor. Hal böyle olunca tabi bu "bir kaç iyi insan" da öylece eriyor. Bazıları belki hatırlanıyor belki de...</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Hayat bir sinema filmi gibi dedik ya. Galiba filmi çekilirken yakalayıp yönetmeni orada aramamız gerek. Belki o zaman mutlu sonla biten bir filme imza atabiliriz. Fakat bunun için ise öncelikli olarak kendi evimizin önünü temiz tutmalıyız. Tabi bazı aklı evveller gibi halı altına yada yan komşuya süpürmemeliyiz. Bir halk ne zaman azmi unutur da kolaycılığa kaçarsa işte o zaman sarhoş bir ruh haline girer. Ayılması için sağlam bir tokat yemesi gerekir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<span style="font-family: 'Trebuchet MS', sans-serif;">Uzun lafın kısası biz ne zaman gerçek anlamda sorgulayabilmeyi ve kukla olmamayı öğrenirsek o zaman başımızda "bir kaç iyi adam" görebiliriz. Ve biz ne zaman içgüdülerimizle değilde aklın ve duyguların harmonisiyle hareket edersek işte o zaman özgür bir toplum oluruz...</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">
<br /></div>
<br />
<br /></div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-80184549320874593812012-06-28T01:41:00.001+03:002012-06-29T15:38:06.076+03:00Bir suikaste kurban<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
Bir suikaste kurban gitsem, yahut bir iç savaş çıksa, veya sınırda beklenmeyen gelişmeler çığ gibi büyüse...<br />
Otobüs çarpsa ama çok hırpalamasa, deprem olsa ortalık birbirine girse, esir alınsam, uzaylılar kaçırsa, savaş çıksa, kıyamet kopsa...<br />
Çok mu şey istiyorum acaba...<br />
Neden bu gelişmeler insanın tam da ihtiyacı olduğu an vuku bulmaz?<br />
Nedendir bu hayatın tersköşe etme sevdası? Yok mu bize torpil? İstenmeyen çocuklar mıyız? Seri üretim miyiz? Çok garip...<br />
Evimde çayımı yudumlarken değil, hayati bi sınava 5 kala beklentim, isteklerim yüksektir benim... İnsanım ben... İnsanız biz... En dara düştüğümüzde en olmadık yılanlara sarılırız... Ne garip yahu... Mesela ne yazacağıma beynimin zaten 6 saniye önceden karar vermiş olması... Bunu yazmama da keza... Öyle işte...<br />
Ne diyorduk...<br />
Hayat pek de iplemiyor bizi açıkçası...<br />
1 bölü 7 milyarız biz... Daha fazlası değil...<br />
Belkide bu yüzden umutlarımızın büyüklüğünü kavrayamıyoruz...<br />
Ve belkide bu yüzden kendimizi egomuza karşı savunamıyoruz...<br />
Çok garip...<br />
Hayat gerçekten çok garip...<br />
Gece izlediğimiz hayran kaldığımız iç dünyamıza konuk ettiğimiz yıldız bile bilmiyor bizi...<br />
Evrende nokta bile değiliz...<br />
Ama sorsanız arş sanki eli kolu bağlı emrimize amade...<br />
Aynaya bakacak yüzümüz yok...<br />
Ama Allah'ı gayet de sorgularız..<br />
Sütten bile daha ak ya alnımız...<br />
Cenneti söke söke alacağız...<br />
Çuvaldız bile körelmiş...<br />
Vallahi ya...<br />
Hayat çok garip...<br />
Ne diyorduk?..<br />
Savaş çıksa ne güzel olur...</div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-68779089795509920452012-04-28T01:50:00.000+03:002012-04-28T01:50:57.780+03:00Kendine Yapılmasını İstemediğin Bir Şeyi Başkasına Yap Çok Zevkli Oluyor<br />
günümüz gençliği farkında olmadan öyle malzemeler yedirilerek eğitiliyor ki bunları bir bir yüzüne söylesen "siktir lan sallama" deyip geçecek derecede farkında değil.~evet lan ben aynştaynın kayıp dölüyüm~ bunlardan biri de bu mottolaşmış tavır. zamanında l-manyak dergisinde okumuştum bunla ilgili bir yazıyı, çok hoşuma gitmişti bu fikir. ve o zamanlar sadece 11 yaşında bir velettim. evet 11 yaşında kötü kedi şerafettin ile tanışmış bir bireyim. iflah olmaz merak duygumun getirilerinden biride bu işte. o zaman bu zamandır nerede yakın gördüğüm arkadaşım varsa şaka ayağına türlü gıcıklıklar yaptım, laf soktum, dalga geçtim. fakat her zaman çocukluğumda kavradığım o iyi niyetimle yaptım. empati hak getire... tabi yaş büyüdükçe insan olgunlaşır. ama bendeki hal, ruh çocuk ruhu hala. insanlar belli etmek istemese de bir bir mesafe koymaya başlayınca fark ettim durumu. ne zamandır düşündüğüm bu motto aslında insanı anlık tatminlerden uzun vadeli zarara götüren bir yol olduğunu anladım.~evet sokratesim~<br />
<br />
o zaman bu zamandır insan olmaya, empati göstermeye azami özen göstermeye çalışıyorum. tabi karşılığını ziyadesiyle alıyorum. nasıl mı? iplenmeyerek. insanlar öyle bir alışmış ki "deveyi diken insanı siken" mottosuna, neredeyse istisnası yoktur böyle düşünmeyen.<br />
çünkü terk eden sevgili kıymetlidir. yanındaki ise terk edene kadar kıymetli değildir. ayağına batan dikeni gün boyu hatırlarsın. ama bir yerden geçerken burnuna gelen hoş bir kokuyu beş dakikaya unutursun. fakat yine de ben "insanlık bende kalsın" mottosuyla hareket etmeye çalışıyorum.<br />
çünkü mühim olanın vicdan rahatlığı olduğunu anladım.<br />
<br />
genç nesiller öyle mottolar~fikir düşünce her ne dersen artık~ ile yoğuruyor ki. fark edince yemin ederim ağzım açıkta kalıyor. hani şu subliminal resimler devede kulak lan. adam sana bildiğin fikir aşılıyor. senin her zaman karamsar olmanı, bardağım boş tarafını görmeni, insanların ilgisini çekmek için her yolun mübah olduğunu, özgürlük adı altında dilediğin haltı yiyebileceğini, sevenin değil sikenin önemli olduğunu, empati kurmanın pollyannacılık olduğunu, umut etmenin değil vazifeni yerine getirip susmanın önemli olduğunu, hakkını aramanın "hoop hemşerim!" demenin yanlış olduğunu, hiç bir şeye bulaşmamak için sokakta adam da öldürülse susulması gerektiğini, pısırıklığı, susmayı, tek tabanca takılmayı, abazanlığın zevkli olduğunu ve tonla şeyi öyle işliyor ki beynine ben burada bunları yazınca sen içinden "bi siktir git aynştayn" diyorsun. şeytanın ilk hilesi kendinin olmadığına inandırmaktır demiş bir düşünür. bu herifler de öncelikle bunların senin düşüncen olduğunu yedirmiş sana.<br />
<br />
sen tertemiz kağıtta ufak bir nokta olsa gidip o siyah noktayı kafaya takarsın. çünkü öyle yetiştirilmişsin.<br />
<br />
evet gıcıklık~ibnelik piçlik her ne diyorsan~ yapmak, değerlere hakaret etmek, inanmadığı şeylere küfretmek, kadını sadece sikilmelik görmek~hanımlar yanlış anlamayın demiyeceğim olduğu gibi yazıyorum herşeyi~, kız kardeşi annesi olduğunu unutmak bunların hepsi ne yazık ki anarşi olgusuyla bir gösteriliyor, öyle sanılıyor.<br />
<br />
isyankar kişilik sen, anarşizmin bile düstüru vardır öyle "inci inci" ile olmuyor bunlar. evet bizde ergen olduk, asi olduk, anne babamızla tartıştık, sisteme küfrettik ama hiç bir zaman ulu orta karı kız muhabbeti yapmadık.<br />
<br />
ateizm bile bir düşüncedir, yapısı vardır.<br />
<br />
ve bunların hepsinin temel sorunu maalesef ki kitap okumamak...<br />
<br />
evet gerçekten bu...<br />
<br />
iki bulvar gazetesi alıp normal gazete okumayan, köşe yazarı takip etmeyen bir toplumuz.<br />
<br />
tonla köşe yazarı vardır ama biz sadece televizyondakileri biliriz.<br />
<br />
maalesef bu...<br />
<br />
ve evet aramızda öyle zeki insanlar var ki bu yaptıkları taşkalayı faydalı bir şeyde kullansa yemin ederim hem kariyeri hem parası olacak.<br />
<br />
ama burada dalga geçip am göt meme muhabbeti edip kafa dağıttığını sanıyor ya...<br />
<br />
ben ona üzülüyorum...<br />
<br />Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-46027343852774958002012-04-17T21:40:00.001+03:002012-04-17T21:40:34.558+03:00Limbik Sistem vs. Prefrontal Korteks<br />
<div class="MsoNormal">
insanın savunma, saklanma(barınma), duygusal tepki ve cinsel
davranış, nörendokrin konrol, vücut ısısının düzenlenmesi, beslenme, korku ve
nefret (defansif davranış) hallerini kontrol eden limbik sistem ile bütün
kaynaklardan gelen bilgilerin düzenlendiği ve birleştirilip ortaya çıkarılacak
davranışa karar verildiği, sinir sistemi aktivitelerindeki bilgileri dikkatlice
toplayıp bütünleştirip formülleştirip uygulayıp denetleyip değişiklikler yapan
ve yargılayan yer olan prefrontal korteksin karşılaştırılmasıdır. insanoğlu
medeniyeti prefrontal korteks ile kurmuştur fakat üsttekiler alttakileri her
zaman limbik sistemleriyle ellerinde tutmuştur.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
- prefrontal korteksiyle hareket eden kişi ister evrimsel
olarak ister yaradılışsal olarak ele alın her zaman limbik sistemden bir adım
öndedir. çünkü limbik sistemin arzularına, korkularına, tepkilerine yenik
düşmez, uzun vadede kazanç getirecek hamleleri görür ve stratejik bir şekilde
taktiğini uygular. </div>
<div class="MsoNormal">
- fakat prefrontal korteksin nimetlerinden faydalanmayan
kişiler dikine giderek her zaman temel dürtüleri yönünde istikamet ederler ve
anlık karları uzun vadede zarar getirir. örneğin üst tabakadan bir kişiye
santaj yapılması, korkutulması genelde fayda vermez fakat cinsel dürtülerini
harekete geçirecek bir kadın onu alaşağı edebilir. ya da anlık bir zevkten
hamile kalan bir kadın bir ömür bunu cezasını çekebilir. </div>
<div class="MsoNormal">
- hangi dine ya da felsefeye inanırsanız inanın
tepedekilerin her zaman prefrontal korteks ile hareket ettiğini görürsünüz.
pfk(prefrontal korteks) bir kumandana zafer kazandırır, siyasi seçimlerde adaya
halkı iyi analiz etmesini sağlar, yahut bir futbolcuya maçı kazandıracak golü
attırabilir. </div>
<div class="MsoNormal">
- fakat sadece temel ihtiyaçlarına yönelen bir insan ise
daima tek bir istikamete mahkum olup arzularının esiri olur. </div>
<div class="MsoNormal">
- aslında pfk, kısaca akıl denilen olgunun vücut bulmuş
halidir. </div>
<div class="MsoNormal">
- limbik sistem ise nefsin vücut bulmuş halidir. </div>
<div class="MsoNormal">
- bir topluma siz sürekli limbik sistemini tetikleyecek
şeyler gösterirseniz o toplum prefrontal korteksinin varlığını unutacak ve
artık emir alan konumunda olacaktır. eğer insanlara balık tutmayı öğretmek
yerine sadece balık verirseniz o kişileri kendinize esir edersiniz. fakat
prefrontal korteksini kullanan bir birey balıkçının hareketlerini takip ederek
balık tutmayı pek ala öğrenebilir. ve bu sayede kendi işini kendi görüp ayakta
durmayı başarabilir. </div>
<div class="MsoNormal">
- limbik sistemi etkin kullanılan bir toplum hayatın
korunma, barınma, cinsellik ve beslenmeden ibaret olduğunu sanır. </div>
<div class="MsoNormal">
- bu toplumlar ilerleme kaydedemeyeceği gibi prefrontal
korteksini kullanan toplumların esiri olur.</div>
<div class="MsoNormal">
- prefrontal korteksini kullanan zümreler ise limbik
sistemini etkin olarak kullanıp ondan çıkar sağlamayı başarabilirler ve bu
yolla kendi nesillerini refah işinde yaşatıp hayat standartlarını üst seviyede
tutabilirler. </div>
<div class="MsoNormal">
- kısacası limbik sistemimiz etkin olarak kullandırılıp
bizleri moda, spor, magazin, reality şovlar vs. ile uyutuyorlar ve asla ama
asla kafamızı gömdüğümüz topraktan çıkarıp prefrontal kortekslerimizi
kullanmamamızı istiyorlar. çünkü prefrontal korteksini etkin kullanan bir
toplum asla ama asla uyutulamaz ve kontrol edilemez.</div>
<div class="MsoNormal">
- ve hangi dine ya da felsefeye inanıyorsanız inanın
hepsinde prefrontal korteksi göreceksiniz.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
ayrıca limbik sitem tu kaka bir şey değildir tabiki. sonuçta
"temel ihtiyaçlarımız"ın karşılanması gerekir. fakat her şeyin bir
dengesi olması gerektiği gibi ihtiyaçlarımızın da bir dengesi olmalıdır.</div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-62661247719451396332012-04-01T21:25:00.000+03:002012-04-01T21:36:56.490+03:00Anlardan yansıyanlar serisi...<br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bir yağmur damlası gibi yüreğim</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Çağıl çağıl akar, gürler öfkeyle, coşkuyla</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Hırçın bir fırtınadır yüreğim</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Sessizliği boğarak akar karanlığa..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Derinlerden yükselen bir ruh..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Geceyi, Ay ile paylaşır ışığı..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Soluk bir ten ümitsizce izlerken sesi</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Yıldızlar belli belirsiz izler..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Bir "son" daha ve geçer meltemin yalnızlığı</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Ateş söner, su döner, rüzgar diner..</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #f3f3f3; font-family: Times, 'Times New Roman', serif; font-size: large;">Ve karanlık usulca inine girer..</span></i></b>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-39371521824102764302012-03-26T00:42:00.010+03:002012-06-29T00:59:10.180+03:00"Ehl-i sünnet vel-cemâat"<br />
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="color: #f79646; font-family: Cambria, serif; font-size: 12pt; line-height: 18px;">Ehl-i sünnetin reisi, imam-ı a'zam Ebu Hanife hazretleridir.</span></b><b><span style="color: #f79646; font-family: Cambria, serif; font-size: 12pt; line-height: 18px;"><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İmam-ı a'zam hazretleri fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usuller, metotlar koyduğu gibi, Resulullahın ve Eshab-ı kiramın bildirdiği itikad, iman bilgilerini de topladı. Yüzlerce talebesine bildirdi.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Talebesinden, ilmi kelam, yani iman bilgileri mütehassısları yetişti. Bunlardan imam-ı a'zamın talebesi olan imam-ı Muhammed Şeybani'nin yetiştirdiği talebelerinden, Ebu Bekir Cürcani dünyaca meşhur oldu. Bunun talebesinden olan, Ebu Nasır-ı Iyad da, kelam ilminde Ebu Mensur-i Matüridi'yi yetiştirdi. İmam-ı Matüridi, imam-ı a'zamdan gelen kelam bilgilerini kitaplara yazdı. Doğru yoldan sapmış olanlarla mücadele ederek, ehl-i sünnet itikadını kuvvetlendirdi ve her tarafa yaydı.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İmam-ı Eşari de, imam-ı Şafii'nin talebesi zincirinde bulunmaktadır. Bu iki büyük imam, Eshab-ı kiram, Tabiin ve Tebe-i tabiinin bildirdiği itikad, iman, bilgilerini açıklamışlar, kısımlara ayırmışlar ve herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmışlardır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Taşkö<acronym style="text-align: -webkit-auto;">pr</acronym>üzade şöyle yazmıştır:<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />"Ehl-i sünnet vel-cemaatın kelam ilmindeki reisleri iki zattır. Bunlardan birisi Hanefi, diğeri Şafii'dir. Hanefi olanı, Ebu Mensur Matüridi, Şafii olanı ise Ebu'l Hasen el-Eşari'dir."<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bazı kitaplarda, Eşariyye mezhebi, Matüridiyye mezhebi diye yazılı ise de, bu kendi çalışmalarına verilen isimdir, ayrı mezhep değildir. Her ikisi de Ehl-i sünnet itikadını anlatmıştır. Aralarında ictihad farkları vardır. Bu ayrılıklar temelde ayrılık olmadığı için, ikisi de Ehl-i sünnettir. İmam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari, Ehl-i sünnetin itikadda iki imamıdır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bu iki imamın ve hocalarının, amelde dört hak mezhep imamlarının ve onlara tâbi olanların; imanda, itikadda tek bir mezhebi vardır. Bu mezhep Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir. Çünkü İslamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek imanı ve itikadı emretmektedir. Bu imanın esaslarını ve nasıl itikad edileceğini, bizzat Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam tebliğ etmiştir. İnsanlara, kendilerini ve her şeyi yaratan Allahü teâlâyı haber veren Peygamberimiz, Allahü teâlâya, Onun yarattıklarına ve Onun emir ve yasaklarına imanın nasıl olacağını da bildirmiştir. Muhammed aleyhisselama ve Onun bildirdiklerine, temiz, dürüst ve hakiki bir iman, ancak Onun bildirdiğine tam ve hiç şüphesiz kabul edip inanmakla mümkün olur. Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın, Ondan ayrılmak olacağı meydandadır. Böyle bir ayrılığa düşenlerin kendilerini haklı çıkarmak için öne sürecekleri dini, siyâsi, beşeri, içtimai, fenni.. v.s. gibi sebeplerin hiçbir kıymeti yoktur. Çünkü İslamiyet her ne suret ve sebeple olursa olsun, imanda ve itikadda ayrılığa asla izin vermemekte, yasaklamaktadır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Eshab-ı kiramın iman ve itikadda hiçbir ayrılıkları olmadı. Eshabdan olmayanlar ve daha sonraki asırlarda gelenler arasında ise zamanla imanda, itikadda bazı ayrılıklar ortaya çıkarıldı ve bid’at fırkalarının sayısı yetmişikiye ulaştı. Bu ayrılıkları çıkaranların ve bunların sözlerine inanarak bozuk düşüncelerini benimseyenlerin ileri sürdükleri sebepler çok çeşitli ve herbirine göre farklı olmakla beraber, esas sebepler "Münafık ve başka dinden olanların çıkardıkları fitneler, Kur'an-ı kerimin müteşabih âyetlerini kendi anlayışlarına göre tevil etmeye kalkışmaları, eski Hind ve Yunan felsefesi ile, Mecusi inançlarının İslamiyet’e sokulma çabaları, Eshab-ı kiramın maslahata (huzurun, dirliğin, iyiliğin teminine) ait konulardaki ictihad ayrılıklarını anlayamama ve bunları kendi nefsani arzularına, siyasi maksat ve ihtiraslarına perde veya alet etme, kısa zamanda çok geniş ülkelere yayılan İslamiyet’in henüz yeni müslüman olmuş büyük kitlelerce tam anlaşılmadan birtakım insanların eski din ve inançlarına ait bazı unsurları tamamen terk edememeleri ve bunları İslamiyet’ten sayma yanlışına düşmeleri" şeklinde özetlenebilir.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Ancak, İslam tarihinde görülen 72 sapık fırkanın ortak vasfı; siyasi ve dünyevi menfaat ve saiklerle ortaya çıkmış olmalarına rağmen, hemen hepsi Kur'an-ı kerimdeki muhkem ve bilhassa müteşabih âyet-i kerimeleri kendi akıllarına göre tefsir yoluna gitmişler, böylece felsefe yaparak ve bu âyetleri, iddiaları istikametinde tevil ederek kendilerine Kur'an-ı kerimden deliller bulduklarını ileri sürmüşlerdir.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Mesela, Kur'an-ı kerimde geçen, Allah’ın eli, yüzü vb. sıfatlarını gösteren ifadeleri, kendi düşüncelerine ve konuşma dilindeki manalarıyla kabul ederek, Allahü teâlâyı zatı ve sıfatlarıyla tecsim eden, yani cisim ve insan şeklinde düşünen bu sapık fırkalar, Kur'an-ı kerimin doğru manası olan murad-ı ilahiyi anlayamamışlar, doğrusunu anlatan Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarını kabul etmedikleri gibi, ayrıca onlara fikren ve fiilen saldırmışlardır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İslamiyet’te ilk itikad ayrılıkları, Hz. Osman'ın şehid edilmesi hadisesinden sonra, Abdullah ibni Sebe adındaki münafık olan bir Yahudinin ortaya çıkması ile başlamıştır. Müslümanların saf ve berrak imanlarını bozmak gayesiyle itikaddaki birlik ve beraberliklerini parçalamak için çıkarılan ilk fitne hareketi budur.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Abdullah ibni Sebe, Hz. Ali'nin halifelik meselesini bahane ederek, müslümanları bölmek gayretine düştü. Kendisine taraftar toplamak ve onlara görüşlerini kabul ettirmek için, "Hz. Ali'nin Peygamber olduğundan, Allahü teâlânın ona hulul ettiğine" varıncaya kadar pek çok şeyler uydurdu. Bir kısım insanları aldattı. Abdullah ibni Sebe'ye aldananların içinde siyasi hırs ve gayret ile hareket edenler çoktu. Böylece Hz. Ali taraftarıyız diyerek, İslam dinine bozuk inançlar karıştırdılar.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Hz. Ali'nin hilafeti, hakem tayini yoluyla Hz. Muaviye'ye bırakmasını beğenmeyip, Hz. Ali'ye ve Hz. Muaviye'ye karşı çıkıp ayrılanlara "Harici" ismi verildi.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Hariciler'den bir kısmı Kur'an-ı kerimin bazı bölümlerini kabul etmezler. Bir kısmı da sapıklıklarında, yeni bir peygamber geleceğine inanacak kadar ileri gitmişlerdir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bozuk fırkalardan biri olan Mutezile ise, Hasan-ı Basri'nin derslerinde bulunan Vasıl bin Ata tarafından ortaya çıkarılmıştır. Büyük Ehl-i sünnet âlimi ve veli bir zat olan Hasan-ı Basri, "Büyük günah işleyen ne mümindir ne de kâfirdir" diyerek Ehl-i sünnetten ayrılan Vasıl bin Ata için, "İ'tezele anna Vasıl", yani "Vasıl bizden ayrıldı" buyurmuştu. Buradaki itezele=ayrıldı" kelimesinden dolayı Vasıl'a ve onun yolunu tutanlara "Mutezile" ismi verilmiştir. Sonraki yıllarda bilhassa felsefe eğitimi yapmış ve felsefeye meraklı kişiler. Vasıl bin Ata'nın yolundan yürüyerek, Allahü teâlânın zatı ve sıfatları ile, kader, amellerle (ibadetlerle, muamelatla..) iman arasındaki münasebet ve diğer konularda İslam dininin sınırlarını zorlayacak kadar ileri derecelere varan ayrılıklara düşmüşlerdir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Ayrıca Mürcie, Kaderiyye, İbahiye, Mücessime, Cebriyye gibi birçok bozuk fırkalar, İslam tarihi boyunca çeşitli yerlerde ortaya çıkmış, kendi içlerinde de sayılamayacak kadar çok kollara ayrılarak bir müddet yaşayıp, sonra unutulup gitmişlerdir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Ancak son asırlarda zuhur eden Vehhabilik, bilhassa Arabistan'da yayılmış ve bugün de, çeşitli İslam ülkelerindeki müslümanların arasında yayılması için çalışılmaktadır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Diğer bozuk fırkalar tarih içinde kaybolup gitmişlerdir. Ehl-i sünnet vel-cemaatin mevcudu her devirde çok olmuştur. İslamiyet; iman, itikad, amel ve ahlak esasları olarak Ehl-i sünnet âlimleri tarafından her asırda, aslı üzere müdafaa ve muhafaza edilerek, bugüne ulaştırılmıştır. Bugün dünyadaki müslümanların yarıdan çoğu, Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadı üzeredirler.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler, imanda parçalanmanın, fırkalara ayrılmanın kötü olduğunu bildiriyor. Allahü teâlâ Nisa suresi 115. âyetinde; "Hidayeti (kurtuluş yolunu) öğrendikten sonra, Peygambere uymayıp, müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehenneme atarız" ve Al-i imran suresi 103. âyetinde de; "Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız. Fırkalara bölünmeyiniz" buyurmaktadır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Peygamberimiz de, müslümanlar arasında imanda ve itikadda ayrılıkların felaket olduğunu bildirerek, meşhur olan bir hadis-i şerifinde; "Beni İsrail (yahudiler), 71 fırkaya ayrılmıştı. Bunlardan 70’i Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtulmuştur. Nasara (hıristiyanlar) da, 72 fırkaya ayrılmıştı. 71’i Cehenneme gitmiştir. Bir zaman sonra benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılır. Bunlardan 72’si Cehenneme gidip, yalnız bir fırka kurtulur" buyurmaktadır. Eshab-ı kiram bu bir fırkanın kimler olduğunu sorduğunda; "Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir" buyurdu.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bir başka hadis-i şerifte; "Ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan bir fırka kurtulacak, diğerleri helak olacaktır" buyurduğunda Eshab-ı kiram; "Kurtulan fırka hangisidir?" diye sorunca, "Ehl-i sünnet vel-cemaattir" buyurdu. Eshab-ı kiram bu defa "Ehl-i sünnet vel-cemaat nedir?" diye sordular. "Bugün benim ve Eshabımın bulunduğu yolda olanlardır" buyurdu.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Ehl-i sünnet itikadını ortaya koyan Resulullahtır. Eshab-ı kiram iman bilgilerini bu kaynaktan aldılar. Tabiin-i i'zam da bu bilgileri, Eshab-ı kiramdan öğrendiler. Daha sonra gelenler, bunlardan öğrendiler. Böylece Ehl-i sünnet bilgileri bizlere nakil ve tevatür yoluyla geldi.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bu bilgiler akıl ile bulunamaz. Akıl bunları değiştiremez. Akıl, bunları anlamaya yardımcı olur. Yani, bunları anlamak, doğruluklarını ve kıymetlerini kavramak için akıl lazımdır. Hadis âlimlerinin hepsi, Ehl-i sünnet itikadında idiler. Dört mezhebin imamları da bu mezhepte idi. İmam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari de Ehl-i sünnet mezhebinde idi. Her iki imam, hep bu mezhebi yaydılar. Sapıklara karşı ve eski yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış olan maddecilere karşı bu tek mezhebi savundular. Bu iki büyük Ehl-i sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuş ise de, bu hal, yollarının ayrı olduğunu göstermez.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bunlardan sonra gelen binlerce derin âlim ve veli, bu iki yüce imamın kitaplarını inceleyerek ikisinin de, Ehl-i sünnet mezhebinde olduklarını söz birliği ile bildirmişlerdir. Ehl-i sünnet âlimleri, nasları, zahirleri üzere almışlardır. Yani, âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere açık olan manalar vermişler, zaruret olmadıkça, nasları tevil etmemişler, bu manaları değiştirmemişlerdir. Kendi bilgileri ve görüşleri ile bir değişiklik hiç yapmamışlardır. Sapık fırkalardan olanlar ve mezhepsizler ise, yunan felsefecilerinden ve din düşmanı olan fen taklitçilerinden işittiklerine uyarak, iman bilgilerinde ve ibadetlerinde değişiklik yapmaktan çekinmemişlerdir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Son asırlarda Ehl-i sünnet itikadından ayrılan bazı din adamları "Selefiyye" adını verdikleri sapık bir yol tutmuşlardır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Bunun itikadda mezhep olduğunu söyleyip, kitaplarında yazmışlardır. Halbuki İslamiyet’te "Selefiyye mezhebi" diye bir şey yoktur. Ehl-i sünnet âlimleri böyle bir şey bildirmemişler ve kitaplarında asla yazmamışlardır, İslamiyet’te "Selef-i salihin" mezhebi, yani Ehl-i sünnet mezhebi vardır. Selef-i salihin; hadis-i şerif ile methedilen, övülen ilk iki asrın müslümanlarıdır. Yani Selef-i salihin, Eshab-ı kiram ve Tabiine verilen isimdir. Bu şerefli insanların itikadına "Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi" denir. Bu mezhep, iman, inanç mezhebidir. Eshab-ı kiramın ve Tabiin-i i'zamın imanları hep aynı idi. inançları arasında hiç bir fark yoktu.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İmam-ı Gazali hazretleri ilcam-ül-avam kitabında; "Bu kitapta itikad fırkalarından Selef mezhebinin hak olduğunu bildireceğim. Bu mezhepten ayrılanların bid’at sahibi olduklarını anlatacağım. Selef mezhebi demek, Eshabın ve Tabiinin itikadları demektir..." buyurarak Selef mezhebi demenin, Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi demek olduğunu açıkça bildirmiştir.<span class="apple-converted-space"> </span><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Mısır'daki Ezher Üniversitesi'nden mezun üstad ibni Halife Alivi "Akıdet-üs-selef-i vel-halef" adlı kitabında şöyle yazmıştır: "Ebu Zehra (Tarih-ül-mezahib-ül-islamiyye) kitabında yazdığı gibi, hicretin dördüncü asrında, Hanbeli mezhebinden ayrılan bazı kimseler, kendilerine (Selefiyin) ismini verdiler. Hanbeli mezhebi âlimlerinden Ebu'l-Ferec ibni Cevzi ve diğer âlimler bu selefilerin, Selef-i salihinin yolunda olmadıklarını, bid’at ehli, mücessime fırkasından olduklarını bildirerek, bu fitnenin yayılmasını önlediler. Daha sonra yedinci asırda, ibni Teymiye el-Harrani bu fitneyi tekrar alevlendirdi. Kendilerine (Selefiyye) ismini takanlar, ibni Teymiye selefilerin büyük imamı dediler.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İbni Teymiye, Hanbeli mezhebinde olarak yetişti. Yani Ehl-i sünnet idi. Fakat sonradan kendi aklına uyarak, sapık görüşler ortaya attı. Ehl-i sünnet itikadından ve dolayısı ile Hanbeli mezhebinden ayrılıp uzaklaştı.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Kendi başına ayrı bir yol tutup, tuttuğu bu sapık yolda sürüklenip gitti. Kendine tâbi olanları da saptırdı. Ona tâbi olanlar onun bu yoluna selefiyye dediler. Bu hususu derinlemesine araştırıp, incelememiş ve kaynakları iyi anlayamamış olan bazıları Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarındaki "Selef ve "Selef-i salihin" ifadelerini değiştirerek, "Selefiyye" şeklinde nakletmişler ve yazmışlardır, itikadda Selefiyye diye bir mezhep yoktur. Peygamber efendimizin hadis-i şerifte fırka-i naciyye, kurtuluş fırkası olarak bildirdiği tek bir itikad mezhebi vardır. O da Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir, İmam-ı Matüridi ve İmam-ı Eşari bu mezhepte iki itikad imamıdır ve bu mezhebi yaymışlardır.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />İmam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari ayrı bir mezhep kurmamışlar, Eshab-ı kiramın, Tabiinin, dört mezhep imamının ve sonra Ehl-i sünnet âlimlerinin nakil ve tevatür yolu ile bildirdikleri iman ve itikad bilgilerini açıklamışlar, anlaşılmasını kolaylaştırmak için kısımlara bölmüşler ve herkesin anlayabileceği şekilde yaymışlardır. Bunlardan imam-ı Eşari, imam-ı Şafii'nin talebe zincirinde bulunmaktadır. İmam-ı Matüridi ise imam-ı a'zamın talebe zincirindedir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Ehl-i sünnet itikadının açıklamasında bu iki imam meşhur olmuş, yaşadıkları zamanlarda itikadda doğru yoldan ayrılmış sapıkların ve yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış maddecilerin bozuk düşüncelerine karşı Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadını izah etmekte, bazı bakımlardan farklı usuller takip etmişlerdir. Daha sonraki asırlarda gelen Ehl-i sünnet âlimleri, bu iki imamın koyduğu usullere uyarak, Ehl-i sünnet itikadını nakletmişlerdir.<br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" /><br style="text-align: -webkit-auto;" />Allahü teâlâ, bütün müslümanlardan tek bir iman istemektedir, İslamiyet’te, imanda, itikadda tefrikaya, ayrılığa izin verilmemiştir. Resulullah efendimizin inandığı ve bildirdiği ve Eshab-ı kiramın naklettiği gibi iman eden müslümanlara "Ehl-i sünnet vel-cemaat" veya kısaca "Sünni" denir. Sünni müslümanlara, mezhep imamı olan büyük İslam âlimleri tarafından, Kur'an-ı kerim ve hadis-i şeriflerde hükmü açıkça bildirilmemiş olan bazı ibadetlerin ve günlük muamelelerin tarifinde ve yapılışında gösterilen ve Allahü teâlânın rızasına kavuşturan yollara ameli mezhepler (veya fıkhi mezhepler) denilmiştir. Mezhep imamı olan büyük İslam âlimlerinin aralarındaki böyle ictihad ayrılıklarına dinin sahibi izin vermiş ve bu hal her zaman ve her yerde müslümanların İslamiyet’e dosdoğru uymalarını temin ederek, müslümanlar için rahmet olmuştur. Nitekim hadis-i şerifte "Âlimlerin mezheplere ayrılması rahmettir" buyuruldu.</span></b>
</div>
<br />
Not: Alıntıdır. Yazandan Allah razı olsun.Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-59723157641514438712011-10-06T18:06:00.000+03:002011-10-06T18:07:37.924+03:00Ruh<!--[if gte mso 9]><xml> <w:worddocument> <w:view>Normal</w:View> <w:zoom>0</w:Zoom> <w:trackmoves/> <w:trackformatting/> <w:hyphenationzone>21</w:HyphenationZone> <w:punctuationkerning/> <w:validateagainstschemas/> <w:saveifxmlinvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid> <w:ignoremixedcontent>false</w:IgnoreMixedContent> <w:alwaysshowplaceholdertext>false</w:AlwaysShowPlaceholderText> <w:donotpromoteqf/> <w:lidthemeother>TR</w:LidThemeOther> <w:lidthemeasian>X-NONE</w:LidThemeAsian> <w:lidthemecomplexscript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript> <w:compatibility> <w:breakwrappedtables/> <w:snaptogridincell/> <w:wraptextwithpunct/> <w:useasianbreakrules/> <w:dontgrowautofit/> <w:splitpgbreakandparamark/> <w:dontvertaligncellwithsp/> <w:dontbreakconstrainedforcedtables/> <w:dontvertalignintxbx/> <w:word11kerningpairs/> <w:cachedcolbalance/> </w:Compatibility> <m:mathpr> <m:mathfont val="Cambria Math"> <m:brkbin val="before"> <m:brkbinsub val="--"> <m:smallfrac val="off"> <m:dispdef/> <m:lmargin val="0"> <m:rmargin val="0"> <m:defjc val="centerGroup"> <m:wrapindent val="1440"> <m:intlim val="subSup"> <m:narylim val="undOvr"> </m:mathPr></w:WordDocument> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:latentstyles deflockedstate="false" defunhidewhenused="true" defsemihidden="true" defqformat="false" defpriority="99" latentstylecount="267"> <w:lsdexception locked="false" priority="0" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Normal"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="heading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="35" qformat="true" name="caption"> <w:lsdexception locked="false" priority="10" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" name="Default Paragraph Font"> <w:lsdexception locked="false" priority="11" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtitle"> <w:lsdexception locked="false" priority="22" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Strong"> <w:lsdexception locked="false" priority="20" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="59" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Table Grid"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Placeholder Text"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="No Spacing"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Revision"> <w:lsdexception locked="false" priority="34" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="List Paragraph"> <w:lsdexception locked="false" priority="29" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="30" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="19" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="21" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="31" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="32" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="33" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Book Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="37" name="Bibliography"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" qformat="true" name="TOC Heading"> </w:LatentStyles> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]> <style> /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-priority:99; mso-style-qformat:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin-top:0cm; mso-para-margin-right:0cm; mso-para-margin-bottom:10.0pt; mso-para-margin-left:0cm; line-height:115%; mso-pagination:widow-orphan; font-size:11.0pt; font-family:"Calibri","sans-serif"; mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-theme-font:minor-fareast; mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"; mso-bidi-theme-font:minor-bidi;} </style> <![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <o:shapedefaults ext="edit" spidmax="1026"> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <o:shapelayout ext="edit"> <o:idmap ext="edit" data="1"> </o:shapelayout></xml><![endif]--> <p class="MsoNormal">Sessiz çığlıklarım…</p> <p class="MsoNormal">Yankılanırken boş sokaklarda,</p> <p class="MsoNormal">Bir nefes yükselir gök kubbeye…</p> <p class="MsoNormal">Gecenin matemi örterken şehri</p> <p class="MsoNormal">Hüzün kaplar aheste aheste bedenimi…</p> <p class="MsoNormal">Işıklar kaybolurken bir bir ortadan…</p> <p class="MsoNormal">Belirir güneşim kıvılcımları…</p> <p class="MsoNormal">Mavi sonsuzluk belirirken ufuktan</p> <p class="MsoNormal">Rüzgar okşar tenimi, hazırlar sonsuzluğa…</p> <p class="MsoNormal">Bir son daha geldi ve geçti,</p> <p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun:yes"> </span>Bu göz nice diyarlar gezdi…</p>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-47204978216453114082011-10-04T23:55:00.003+03:002011-10-05T00:09:02.668+03:00SükutSükut...<br />Mavi gökle yeşil doğanın buluştuğu yerde...<br />Kanûni'yi devirmiş bir çınarın dibinde...<br />Bazen bir teknede, bazen bir gemide...<br />Ya da uzun bir kumsalın ücra bir köşesinde...<br /><br />Belki geceleri ister ruhun mehtaba karşı,<br />Belki seher vakti çarpar kalbin bu şevkle,<br />Ufak bir mendile yazılıp asılı kapıya bazen...<br /><br />Bir bebeğin ağlamasıdır anlamsızca<br />Bilmese de dilimizi yaptırır istediğini<br />Değil mi ki yeni yerinin efendisi<br />Sükut...<br />Gezinirken ruhumda titretir bedenimi gizlice...<br />Fısıldar kulağıma "Buralardan kaç!" diye...<br />Bir yerde uzanıp bakarken sonsuzluğa<br />Ölüden tek farkın...Kalbin atıyor hala...<br />Sükut...<br />Düşünürken seni kinlerim mi yeşerdi ?<br />Sararken kalbimi mantığım mı kesti ?<br />Karanlık çökerken aydınlattı iradem<br />Gömerken kalbimin mezarlığına hislerimi<br />Kaybetmişim orada tasamı, neşemi...<br />Sadece sükut kalmış elimde<br />Mantığım da diğer elimde...<br /><br />Sessiz ruhum göçerken bir kervanla<br />Buralar çöl...Buralar tenha<br />Dönermiyim ki geri...Bilmem ki...<br />Göçebe ruhum vefayı sevmez ki...<br />Diler sadece...<br />Sükut...Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-24245729354659156132011-10-04T22:21:00.004+03:002011-10-04T22:27:35.974+03:00ÇizgiDoğacak bir gün seç deseler,<div>Öleceğim günü isterim...</div><div>Öleceğin günü seç deseler,</div><div>Ne zaman doğacağım derim...</div><div> Bilmek istemedim,</div><div> Duymak istemedim,</div><div> Sadece "ol" denildim,</div><div> Ve çıkageldim...</div><div> Son güneşin son batışıyla,</div><div> Ayın on dördü parlayınca,</div><div> Nefretimle sevgim harmanlanınca,</div><div> Ruhum çekilme vaktini anlayınca,</div><div> Doğacağım gün öleceğim...</div><div>Issız değilim...</div><div>Melekler yanımda...</div><div>Yalnız değilim,</div><div>Yalnızlık koynumda...</div><div>Kefenim sevgim,</div><div>Tabutum salıncağım,</div><div>Bu dünya mapushane...</div><div> Gidiyorum ama pusulam yok...</div><div> Bilmiyorum...</div><div><br /></div><div>20:49 21.01'10 </div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-38015625329155989112011-10-04T22:14:00.004+03:002011-10-04T22:19:31.064+03:00Bir kaç tanrı<span class="Apple-style-span" >Sentinus: Duygu tanrısı</span><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span><div><span class="Apple-style-span" >Thetis: Deniz tanrıçası</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Eirene: Barış tanrıçası</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Poseidon: Deniz tanrısı</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Ares: Savaş Tanrısı</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Enyelios: Harp Tanrısı</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Erasbos: Karanlık Tanrısı</span></div></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Morphesus: Rüyalar Tanrısı</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Adonis: Erkeklik ve Bereket Tanrısı</span></div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-47814710464541720562011-10-04T22:13:00.002+03:002011-10-04T22:14:33.694+03:00AnNe yer inledi,<div>Ne gök gürledi,</div><div>Bir kalbim dinledi,</div><div>Bir ruhum söylendi...</div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-15773317127133157402011-09-29T21:42:00.003+03:002011-10-02T16:46:00.761+03:00Ufaktan Bir Giriş<!--[if gte mso 9]><xml> <w:worddocument> <w:view>Normal</w:View> <w:zoom>0</w:Zoom> <w:trackmoves/> <w:trackformatting/> <w:hyphenationzone>21</w:HyphenationZone> <w:punctuationkerning/> <w:validateagainstschemas/> <w:saveifxmlinvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid> <w:ignoremixedcontent>false</w:IgnoreMixedContent> <w:alwaysshowplaceholdertext>false</w:AlwaysShowPlaceholderText> <w:donotpromoteqf/> <w:lidthemeother>TR</w:LidThemeOther> <w:lidthemeasian>X-NONE</w:LidThemeAsian> <w:lidthemecomplexscript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript> <w:compatibility> <w:breakwrappedtables/> <w:snaptogridincell/> <w:wraptextwithpunct/> <w:useasianbreakrules/> <w:dontgrowautofit/> <w:splitpgbreakandparamark/> <w:dontvertaligncellwithsp/> <w:dontbreakconstrainedforcedtables/> <w:dontvertalignintxbx/> <w:word11kerningpairs/> <w:cachedcolbalance/> </w:Compatibility> <m:mathpr> <m:mathfont val="Cambria Math"> <m:brkbin val="before"> <m:brkbinsub val="--"> <m:smallfrac val="off"> <m:dispdef/> <m:lmargin val="0"> <m:rmargin val="0"> <m:defjc val="centerGroup"> <m:wrapindent val="1440"> <m:intlim val="subSup"> <m:narylim val="undOvr"> </m:mathPr></w:WordDocument> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:latentstyles deflockedstate="false" defunhidewhenused="true" defsemihidden="true" defqformat="false" defpriority="99" latentstylecount="267"> <w:lsdexception locked="false" priority="0" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Normal"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="heading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="9" qformat="true" name="heading 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 7"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 8"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" name="toc 9"> <w:lsdexception locked="false" priority="35" qformat="true" name="caption"> <w:lsdexception locked="false" priority="10" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" name="Default Paragraph Font"> <w:lsdexception locked="false" priority="11" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtitle"> <w:lsdexception locked="false" priority="22" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Strong"> <w:lsdexception locked="false" priority="20" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="59" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Table Grid"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Placeholder Text"> <w:lsdexception locked="false" priority="1" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="No Spacing"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" unhidewhenused="false" name="Revision"> <w:lsdexception locked="false" priority="34" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="List Paragraph"> <w:lsdexception locked="false" priority="29" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="30" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Quote"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 1"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 2"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 3"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 4"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 5"> <w:lsdexception locked="false" priority="60" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="61" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="62" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Light Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="63" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="64" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Shading 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="65" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="66" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium List 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="67" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 1 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="68" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 2 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="69" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Medium Grid 3 Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="70" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Dark List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="71" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Shading Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="72" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful List Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="73" semihidden="false" unhidewhenused="false" name="Colorful Grid Accent 6"> <w:lsdexception locked="false" priority="19" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="21" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Emphasis"> <w:lsdexception locked="false" priority="31" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Subtle Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="32" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Intense Reference"> <w:lsdexception locked="false" priority="33" semihidden="false" unhidewhenused="false" qformat="true" name="Book Title"> <w:lsdexception locked="false" priority="37" name="Bibliography"> <w:lsdexception locked="false" priority="39" qformat="true" name="TOC Heading"> </w:LatentStyles> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]> <style> /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-priority:99; mso-style-qformat:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin-top:0cm; mso-para-margin-right:0cm; mso-para-margin-bottom:10.0pt; mso-para-margin-left:0cm; line-height:115%; mso-pagination:widow-orphan; font-size:11.0pt; font-family:"Calibri","sans-serif"; mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-theme-font:minor-fareast; mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"; mso-bidi-theme-font:minor-bidi;} </style> <![endif]--> <p class="MsoNormal">Bak şimdi şunu baştan söylüyorum. Bu blogda söyleyeceğim her şey sadece beni bağlar, kimseyi değil. Ha belki dediklerimden etkilenir de içselleştirirsen olayı o senin bileceğin iş.<br /><br />Evet efenim gelelim mevzuya. Nedir mi ? Şunu diyeyim sadece. Kimse hiç bir şeyi babasının hayrına yapmaz. Mutlaka vardır bir çıkarı. Bunu zaten biliyoruz ama ben bunu biraz örneklendirerek ve tecrübelendirerek söyleceğim. Belki hala bir umut vardır içinde. Ha onu yok edeceğim işte. Şaka yapıyorum hacı maksat muhabbet işte, ben bir kaç kelam söyleyeceğim, sen de okursan ne mutlu bana. </p> <p class="MsoNormal"> </p> <p class="MsoNormal">Neyse efenim günlerden bir gün bir arkadaşımla mahallede gidiyorduk… Yok bu çok klişe oldu başa sarıyorum. Neyse hacı günlerden bir gün sınıfta arkadaşlarla oturuyorduk – sanki bu çok orijinal oldu ya neyse en iyisi ben hikaye yerine direk mevzuya dalayım, beceremedim bunu yetenek yok anasını satayım- . Hacı anladım en sevdiğin insan bile çıkarları zedelenince direk uzaklaşıyor senden. Buradan sevgiliye sitem ettiğimi sanmayın, yok öyle bir durum, ben dostlardan bahsediyorum. Kimden bir iki borç para isterseniz mesafeyi yersiniz, kimden birkaç otlanırsanız laf çarpmaya başlarlar – tamam otlanmak da çok matah bir şey değil ama dostunda otlanmayacaksın da gidip sınıfın en kıl insanından mı otlanacaksın – ya da bir iki özeli hakkında pot kırın direk ilişkiyi keserler. Hafız o değil de ben mi çok şey istiyorum anlamadım bu arada. Neyse… Ya da şöyle diyeyim, dostlarınızdan biraz fedekarlık isteyin bakalım görün nasıl davranıyorlar. Kendiniz için onların zararına bir şeyler isteyin bakalım ne oluyor. Denemesi bedava. Eğer sizin için gerçekten fedakarlık yapan dostlarınız varsa asla ama asla onları geri plana atmayın. Sakın ola ki öyle bir hataya düşmeyin, çünkü günümüz maddiyat dünyasında bu dostların hisseleri imkb de her gün artıyor hacılar benden demesi. </p> <p class="MsoNormal"> </p> <p class="MsoNormal">Bu dediklerim zaten malumun ilanı farkındayım. Bu yazımda blog yazısına alış yazılarımdan biriydi. Neyse şimdilik benden bu kadar kafa şişirmece, kalın sağlıcakla…</p>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-17517091137238193562011-09-19T22:54:00.000+03:002011-09-19T22:55:25.349+03:00Paralel Evrenler<span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;" ><span style="color:#99CCFF;">Bilimadamları artık paralel evrenlerin hatta sayısız paralel evrenin var olduğunu ve bizim de o evrenlerden birinde yaşadığınızı düşünüyorlar. Diğer evrenler; zaman, uzay ve maddelerden oluşuyor ki bazılarında siz de farklı bir formda yaşıyor olabilirsiniz. Yine i lginçtir, bilimadamları bu paralel evrenlerin bize olan uzaklıklarının bir milimetreden az olduğuna inanıyorlar. Aslında yerçekimi de bizim evrenimizle beraber varolan başka bir evrene dair küçük bir ip ucu.<br /> <br /> Paralel evrenler yılarca belirsiz bir konu olarak kaldı. Bilimkurgu yazarları, var olabilecek farklı kainatlar üzerine yorum yapmaktan hoşlanıyorlardı. Bir keresinde Elvis Presley’in hala yaşıyor olabileceği ya da İngiliz İmparatorluğunun hala tüm gücüyle hüküm sürüyor olabileceğini söylediler. Muhafazakar bilim adamları ise tüm bunların absürd olduğunu ileri sürdüler. Oysa şimdi görülüyor ki bu iddia aslında çok da absürd değilmiş. Paralel evrenler var ve birçok bilimkurgu yazarının yazmaya cesaret edebileceğinden çok daha farklılar.<br /> <br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> Çok Daha Büyük Boyutlar</span></b><span style="color:#99CCFF;"><br /> <br /> Hepsi superstring teorisinin, hiperuzay ve kara delik olgularının bilimadamlarının varolan evreni tanımlamaya yetecek üç boyutun yeterli olmadığını anlamalarına neden olmasıyla başladı. Aslında tam 11 boyut olduğu düşüncesinde bazı bilimadamları. Araştırmayı bitirdiklerinde evrenimizin sallandıkça yer değiştiren sayısız baloncuğun arasında duran bir baloncuk olduğu sonucuna varmışlardı.<br /> <br /> Bir düşünün: ya iki “baloncuk evren” birbirine çarparsa? Cambridge Üniversitesi’ nden Prof.Neil Turok, Pennsylvania Üniversitesi’ nden Prof.Burt Ovrut ve Princeton Üniversitesi’ nden Prof.Paul Steinhardt bunun yaşandığına inanıyorlar. Peki ya sonuç? Büyük bir Big bang ve sonunda yeni bir evrenin- bizim evrenimizin- oluşumu. Bu fikir tüm bilim dünyasını şaşırttığı gibi uzlaşımsal big bang teorisini de baş aşağı çevirdi. Demek ki Big bang yani büyük patlama herşeyin başlangıcı değil. Bundan önce de zaman ve uzay vardı. Aslında Big bang ler her an olabilmekte.<br /> <br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> Paranormal</span></b><span style="color:#99CCFF;"><br /> <br /> “Paranormal”, uzayda aynı boşluğu dolduran fakat normal şartlar altında birbirleri ile etkileşimi olmadığı varsayılan “paralel dünya veya evren”lere denir Her evren sadece kendisine göreceli olacak şekilde gerçektir. Ne zaman bu evrenler arası ayrım karmaşası olur ve iki evren arası bir etkileşim gerçekleşirse, buna “paranormal olay” denir. “Hayaletler”, “ruhlar”, “cinler”, “zamanda bükülmeler” ve diğer doğa üstü olayların tamamı, paralel evrenlerden birisinin diğeri içerisinde geçici olarak “gerçek” olmasına bağlanabilir. Peki böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Cevap olağandışı görünse de: “Evet”tir.<br /> <br /> Bilindiği gibi atomu oluşturan atomaltı parçacıklar , “Dalga özelliği” içeren zerrelerine kadar parçalanabilir. Öyleyse her madde dalgalardan oluşur. Bu dalgaların frekans, genleşme, kutuplaşma, vs… gibi çeşitli karakteristik özellikleri vardır. Kuantum fiziğinin, maddenin atom altı boyutunun tuhaf karakterini inceleyen birkaç modeli vardır. Bunlardan birisi de “Paralel Evrenler Teorisidir.” Diğer teorilere göre daha fazla açıklama getirmiş olsa da, az anlaşılır olması günümüz bilim adamlarınca geçerli model kabul edilmesini engellemiştir. Bilim adamları günümüzde tercihlerini “Copenhag Teorisi”nden yana kullanmalarına rağmen, aralarında paralel evrenlerin de bulunduğu diğer teorilerle eşit geçerliliği olduğunu itiraf ederler.<br /> <br /> Dalga boyları aynı maddelerin özniteliklerinin de aynı olduğunu görmek için müspet bilimin çerçeveye bakış açısını biraz genişletmek yeterli olacaktır. Aynı özelliklere sahip dalga boyları birbirlerine göreceli olacak şekilde gerçektir. Diğerlerinden farklı özelliklere sahip dalga boyları olması halinde (Mesela frekans) üstteki durum geçerli olmayacaktır.<br /> <br /> Aynı dalga boylarından meydana gelen maddeler evrenleri oluşturur. Diğer dalgalar birbirlerinde etkilenmezler ve farklı frekanslara sahip radyo dalgaları gibi havada birbirleri ile karışmadan varlıklarını sürdürürler.Öyleyse pek çok evren aynı boşlukta var olabilmektedir.<br /> <br /> Maddenin doğal dalgasındaki bir iniş çıkış onu diğer evrenlere yaklaştırabileceği gibi kısmen eşleşebilir de. Bu durumda, evrenlerden biri diğeri için gerçek olabilir. Eğer evrende yaşayanlar da bu gerçeklik içinde yer alırsa, hayalet ve ruhlar için bir açıklama getirilebilir.<br /> <br /> Eğer ruhlar ve öteki varlıklar diğer evrenin birer parçası iseler, ya evrenler arasındaki frekansı değiştirme metodları geliştirmiş ya da bir kısa bir süre için de olsa bizim evrenimizin bir parçası olmanın yolunu bulmuşlardır. Eğer bu etkileşim tam olarak gerçekleşirse en az herkes kadar somut olurlar, bu etkileşim mükemmelin biraz altında olursa saydamlık söz konusu olabilir; genel izlenim de bu yöndedir. Daha düşük uyumlar yine evrenler arası etkileşim ile sonuçlanabilir fakat bu sonuç gözle görülemeyecek düzeydedir.<br /> <br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> Zamanda yolculuk</span></b><span style="color:#99CCFF;"><br /> <br /> “Zaman” belki de dalga boylarındaki frekansların sürekli ve istikrarlı bir değişimidir. Öyleyse “zaman” da paralel evrenler değişimi ile açıklanabilir. Bu da geçen her dakikanın kendisi için paralel bir evren oluşturduğu anlamına gelir. Aslında tüm paralel evrenler farklı zaman dilimleri içerisindeki bu evrendir. Öyleyse zaman akışı vücudumuzu oluşturan maddelerin dalga boylarındaki sürekli ve istikrarlı değişimin sonucudur ve daima bizim bir evrenden başka bir evrene geçmemize neden olur.<br /> <br /> O zaman bu kurama göre, ruhani dünyalar bir değişim içerisinde olan paralel evrenlerdir. Bu oluşum zamanda yolculuğa da olanak tanımaktadır. Tek yapılması gereken kişinin bünyesini oluşturan maddelerin dalga boyunu değiştirmenin bir yolunu bulmaktır. Eğer bu değişim gerçekleştirilebilirse, şu anki zamandan başka bir zamana yolculuk söz konusu olabilir. Paralel evrenler arası geçiş dizgesindeki aksaklıklar zamanda bükülmenin etkilerini açıklar. O halde hayalet tren, cin vs… gördüklerini iddia eden kişiler aslında geçici olarak başka bir süreç içerisinde yer almışlardır.</span></span>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-33152798744144421732011-09-19T22:32:00.000+03:002011-09-19T22:33:37.748+03:00Işık Hızı Aşıldı !<span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;" ><b><span style="color:#FFFFFF;">Önce “Işık Hızını” Aşan Bilimadamları, Şimdi de “Işığı Durdurmayı” Başardılar… </span> </b></span> <p align="justify"> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" > <b> </b> 20. yüzyılın fizik yasalarını alt üst edecek bir deney gerçekleşti ve Işık hızının bilinenden 300 kat hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı. Amerikalı bilim adamları, fizik kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının aşıldığını kanıtladılar. Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı. Princeton Üniversitesi'nde yapılan deneylerde "ışığın gideceği yere daha seyahatine başlamadan önce vardığı" saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.<b><br /> <br /> </b> </span> <b> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#FFFFFF;" > Sezyum Gazı Testi:</span><span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" ><br /> <br /> </span> </b> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" > Princeton NEC Enstitüsü'nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang'ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı. Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin "inanılmaz bir duruma işaret ettiğini" söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.<b><br /> <br /> </b> </span> <b> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#FFFFFF;" > Etki- Tepki Yasası:</span><span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" ><br /> <br /> </span> </b> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" > Wang'ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve "neden sonuçtan önce gelir veya bir olgunun sonu başından sonra gelir" şeklinde özetlenebilecek "etki-tepki" yasasının da geçersiz kalacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun sonucu, onu yaratan nedenden önce geliyor.<br /> Ve başlamadan bitmesi mümkün olabililiyor. Deney sonuçları bilinen zaman kavramının "çökeceğine" işaret ediyor.<br /> <br /> Köln Üniversitesi Dr. Guenter Nimtz de, konuyla ilgili yaptığı açıklamada böylece "bilgi"nin ışıktan daha hızlı bir şekilde ulaştırılabileceğinin kanıtlandığını söyledi. Lijun Wang ve ekibinin araştırmasının tüm ayrıntıları, ünlü bilim dergisi Nature tarafından satın alındı.<b><br /> <br /> </b> </span> <span style="font-size: 8pt; font-style: italicfont-family:Verdana;color:#FFFFFF;" > <b> Uzay - Zaman Ayrımı Yok ;</b> </span> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;" > <span style="font-style: italic"> <span style="color:#FFFFFF;"> <br /> <br /> </span> </span> <span style="color:#99CCFF;"> Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin "inanılmaz bir duruma işaret ettiğini" söyledi. Wang'ın deneyinin fiziksel dünyanın şimdiye kadar doğru kabul edilen kurallara göre davranmadığını kanıtladığını ifade eden Chiao, modern bilimin, atomdan küçük parçacıkların aynı anda iki ayrı yerde birden bulunduğunu keşfetmeye başladığını bildirdi. Chiao, böylelikle uzay - zaman ayrımının ortadan kalktığını vurguladı.<br /> <br /> Avrupa'daki deneyler ; Bu arada, İtalya'da Ulusal Araştırma Konseyi'nden bir grup fizikçinin mikrodalgalar üzerinde yaptığı araştırmalar da ışık hızının aşılabileceğini gösterdi. İtalyanlar ışık hızını yüzde 25 oranında geçtiler. Almanya'nın Köln Üniversitesi uzmanlarından Dr. Guenter Nimtz de yaptığı deneylerde benzer sonuçlara ulaştı. <br /> <br /> <br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> Işık hızı aşılınca neler olacak :</span></b><span style="color:#99CCFF;"><br /> <br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> •</span></b><span style="color:#99CCFF;"> Evrenin yapısı hakkındaki tüm bilgiler değişecek, yeni bir model geliştirilecek.<br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> •</span></b><span style="color:#99CCFF;"> Zamanda yolculuk mümkün olabilecek.<br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> •</span></b><span style="color:#99CCFF;"> İnsan ömrü binyıllarla ifade edilebilecek, ölümsüzlüğe adım atılacak.<br /> </span> <b> <span style="color:#FFFFFF;"> •</span></b><span style="color:#99CCFF;"> Öteki yıldızlar veya galaksilere gidilebilecek. <br /> <br /> </span></span><span style="font-size: 9pt; font-weight:700font-family:Verdana;color:#FF9933;" >IŞIK Durduruldu</span><span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" ><br /> <br /> Fizikçiler, çok kısa bir süre için de olsa ışığı tamamen durdurdular ve sonra tekrar “yoluna” gönderdiler. Harvard Üniversitesi’nde yapılan deneyde, araştırmacılar, bir ışık demetinin tüm enerjisini almadan sabit tutmayı başardılar. Foton olarak da bilinen ışık parçacıklarının hareketini denetleyebilmek, kuantum bilgisayarların geliştirilmesini sağlayabilir.<br /> <br /> 2001’de yapılan bir önceki deneyde, ışık parçacıkları, bir gaz kütlesinin içindeki atomlar tarafından “alınmış” ve böylelikle ışık demetleri kısa süreliğine “depolanabilmişti”. Harvard’daki deney, ışığı ve onun enerjisini bir anlığına “dondurduğu” için daha büyük bir başarı anlamına geliyor.<br /> <br /> </span> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#FFFFFF;" > <b> Deney nasıl yapıldı?</b></span><span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" ><br /> <br /> Fizikçiler, “sinyal atımı” adı verilen bir ışık demetini, kapalı bir cam silindirin içinden gönderdiler. Bu silindir, rubidyum elementinin atomlarını içeren sıcak bir gazla doluydu ve “kontrol demeti” olarak bilinen güçlü bir ışık demetiyle aydınlanıyordu. Sinyal atımı rubidyum gazının içinden geçerken, araştırmacılar kontrol demetini durdurdu. Böylece, rubidyum atomları üzerinde sinyal atımının holografik bir baskısı çıktı.<br /> <br /> <br /> <br /> Daha önce, bu aşamaya gelindiğinde tek bir kontrol demeti yollanıyor ve sinyal atımı tekrar yaratılıyor, ışık da yoluna devam ediyordu. Ama son araştırmada fizikçiler, iki kontrol demeti kullandılar. Bu da, bir dizi ayna etkisi yaratan bir müdahale yarattı. Tekrar canlanan sinyal atımı cam silindir içinde ilerlemeye çalışırken fotonlar ileri-geri sıçradılar, ama genel olarak sinyal atımı sabit kaldı. Kısacası ışık, dondurulmuştu.<br /> <br /> </span> <span style="font-size: 8pt; font-weight:700font-family:Verdana;color:#FFFFFF;" > Bir an için... <br /> <br /> </span> <span style="font-size: 8pt;font-family:Verdana;color:#99CCFF;" > Araştırmacılar, fotonları bu tuzağın içinde 10-20 mikrosaniye boyunca sabit tutmayı başardı. Bu önemli deneyi gerçekleştirenler; Mikhail Lukin, Michal Bajcsy ve Alexander Zibrov.<br /> <br /> Bajcsy, ışığın kontrol edilmesi sayesinde, gelecekte güçlü kuantum bilgisayarlar üretilebileceğini belirtiyor: “Kuantum bilgisayarlarında, bilgiyi fotondan fotona aktarmanız gerekir. Bunu yapmak için de fotonları, birbirleriyle etkileşim içinde olmalarını sağlayacak biçimde, kesin bir denetim altına almalıyız.”<br /> <br /> A&M Üniversitesi’nden Profesör Süheyl Zübeyri, Harvard ekibinin deneyinin, kuantum bilgisayarlar ve kuantum şifreleme yolunda önemli bir adım olduğunu belirtiyor.<br /> <br /> Kuantum şifreleme; çok güvenli elektronik şifreleme yolları sunabilir. Çünkü elektronik bir mesajı dinleme işleminin kendisi, mesaja zarar vererek onu okunmaz hale getirecektir. Böylelikle, mesaja müdahale edilip edilmediğini anlayabiliriz. </span></p>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-91564069252268059962010-08-13T11:42:00.000+03:002010-08-13T11:51:42.578+03:00<p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><span class="Apple-style-span" style="font-size:6;color:#DDDAAC;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: 24px;"><b><i></i></b></span></span></p><span class="Apple-style-span" style="font-size:6;color:#DDDAAC;"><b><i><p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><b><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">ADAM OLMAK<span style="mso-spacerun:yes"> </span></span></i></b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Courier New";color:black"><o:p></o:p></span></p> <pre><span style="color:black"><span style="mso-spacerun:yes"> </span><o:p></o:p></span></pre> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC"><br />Çevrende herkes şaşırsa,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">bunu da senden bilse,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">sen aklı başında kalabilirsen eğer,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">hem kendine güvenirsen eğer,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">bekleyebilirsen usanmadan,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">yalanla karşılık vermezsen yalana,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">kendini evliya sanmadan<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">kin tutmayabilirsen kin tutana.<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">Düşlere kapılmadan düş kurabilir,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">ikisine de vermeyebilirsen değer,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz, <o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">kandırabilir diye safları, dert edinmezsen,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">koyulabilirsen işe yeniden.<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">Döküp ortaya varını yoğunu, <o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">bir yazı turada yitirsen bile,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">yitirdiklerini dolamaksızın dile<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">baştan tutabilirsen yolunu.<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">Yüreğine, sinirine dayan diyecek<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">direncinden başka şeyin kalmasa da, <o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">herkesin bırakıp gittiği noktada,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">sen dayanabilirsen tek.<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">Herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">dost da düşman da incitemezse seni,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">ne küçümser, ne büyültürsen çevreni <o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">her saatin her dakikasına<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">emeğini katarsan hakçasına<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">her şeyi ile dünya önüne serilir,<o:p></o:p></span></i></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC">üstelik oğlum, adam oldun demektir...<o:p></o:p></span></i></p> <pre><span style="color:black"><o:p> </o:p></span></pre> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><b><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC"><br />Rudyard Kipling<br />( 1865-1936 )<span style="mso-spacerun:yes"> </span><o:p></o:p></span></i></b></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><b><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC"><span style="mso-spacerun:yes"> </span><br /><br /><br /> <br /> <o:p></o:p></span></i></b></p> <p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><b><i><span style="font-size:13.5pt;color:#DDDAAC">Çeviri : Bülent Ecevit</span></i></b><b><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC"><o:p></o:p></span></i></b></p></i></b></span><p></p><p align="center" style="text-align:center;tab-stops:45.8pt 91.6pt 137.4pt 183.2pt 229.0pt 274.8pt 320.6pt 366.4pt 412.2pt 458.0pt 503.8pt 549.6pt 595.4pt 641.2pt 687.0pt 732.8pt"><b><i><span style="font-size:18.0pt;color:#DDDAAC"> <o:p></o:p></span></i></b></p>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-88408729873057088902010-08-12T21:57:00.001+03:002010-08-12T21:59:07.698+03:00<span class="Apple-style-span" style=" ;font-family:Verdana, Geneva, Arial, Helvetica, sans-serif;font-size:13px;"><table border="0" width="100%" cellpadding="2" cellspacing="0"><tbody><tr><td bg style="text-decoration: none; color: rgb(0, 0, 0); border-left-width: thin; font-family:Verdana, Geneva, Arial, Helvetica, sans-serif;font-size:13px;color:#FF6633;"><span class="genelbaslik" style=" color: rgb(255, 255, 255); font-weight: bold; font-family:verdana, sans-serif;font-size:16px;">Peygamberimiz Meditasyon Yaptı mı?</span></td></tr><tr><td style="text-decoration: none; color: rgb(0, 0, 0); font-family: Verdana, Geneva, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 13px; border-left-width: thin; "><img src="http://www.basariyolu.com/foto/eq.jpg" align="left" width="150" vspace="5" hspace="5" /><span class="glance" style=" color: rgb(0, 0, 0); line-height: 15px; font-family:verdana, sans-serif;font-size:12px;"><br /><br /><span class="Apple-style-span" style="color:#3333FF;">Hz. Muhammed Meditasyon Yaptı mı?<br /><br />Namazın yogayla benzerliği var mı?<br /><br /><br />Bu enfes yazıyı mutlaka okuyun ve bu yazının olduğu dergiyi kaçırmayın!<br /><br />Kişisel gelişim dünyası gün geçmiyor ki yeni tartışmalara sahne olmasın. Çok farklı konular değişik şekillerde gündeme gelip tartışılıyor. Bir süredir bazı yayın organlarından kısmen yer alan tartışmayı genişleterek araştırdık. Ortaya ilginç sonuçlar çıktı. Böylesine hassas bir konuda bizim yapmak istediğimiz tek şey var, o da dini duyguların rencide edilmemesi, olaya sadece bir araştırma gözüyle bakılması. İşte Hz. Muhammed’in meditasyon ve yoga yapıp yapmadığına dair ilginç dosyamız…<br />Namaz İslami bir yogadır!<br />Türkiye'nin en kıdemli yoga eğitmeni olarak bilinen Adnan Siddivho Çabuk, İslam dünyasını sarsacak iddialarda bulundu. Yirmi yıldır yoga eğitimi veren Çabuk, 5 bin yıllık geçmişi olan yogayla namaz arasındaki benzerliklerin şaşırtıcı ölçüde çok olduğuna işaret ederek, “Namaza en çok benzeyen yoga “Güneşe Saygı” yogasıdır. Bu yoganın hemen hemen tüm hareketleri küçük nüanslarla namazda vardır. Benzerlik sadece rıitüellerle sınırlı değil, isim bazında da şaşırtıcı bir benzerlik vardır. Sanskritçede yoganın orjinal adı “Surya Namaskar”dır. Namaskar ile namaz kelimesi ne kadar da benziyor değil mi? Surya Namaskar, beş bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu için sizce İslam'daki “namaz” kelimesine ve rıtüellerine esin kaynağı olmamış mıdır? Doğrusu bu iddia bana çok mantıklı geliyor. Örneğin yogada “Aum” diyoruz, Müslümanlar da buna “Amin”, Hıristiyanlar da “Amen” diyor. Bir etkileşim var.” dedi.<br />Namazın İslami bir yoga olduğu görüşünü savunan Çabuk, “Namazda da, yogada da içe dönük ruhsal bir yolculuk yapar, yaradanı ararız. Asıl amaç insanın kendisini aydınlatmasıdır. Dinlerin tümü aynı hedefe kitlenir. Bütün çaba yaradanı aramak içindir. İnsanın kendini keşfetmesi yaradana ulaşması nihai hedeftir. Hindular yoga yapar, Müslümanlar namaz kılar. Her ikisi de aynı şeydir. Namaz, İslami bir yogadır. Yoga, dinleri redetmez. Aksine bütün dinleri teşvik eder. Dininizi iyi yaşayın, der. Benim derslerime katılan bir sürü başörtülü öğrencim var.” dedi.<br />Hindistan'da ders aldığı dünyanın en önemli “guru”larından birinin kendisine, “Hazreti Muhammed, gelmiş geçmiş en büyük peygamberdir. O diğer hiçbir peygamberin yapmadığı bir şeyi yapmıştır. “Resimlerimi yapmayın!” diyecek kadar kendi egosunu sıfırlayabilmiştir. Bize göre Hazreti Muhammed çok büyük bir “yogi”dir” dediğini anlatan Çabuk, “Hazreti Muhammed, meditasyon ve yoga öğrenmiş olabilir. Bu konuda net bir bilgim yok. Ancak Hazreti İsa için böyle bir şey söz konusudur. Hazreti İsa'nın hayatında kayıp yedi yıl vardır. Geçtiğimiz yıllarda İsa'nın bilinmeyen bu “Yedi Günü”nü konu alan bir kitap yayınlandı. Bu kitaba göre İsa, o yedi yıl içerisinde Hindistan'a gidip Hintli bilgelerden eğitim aldığı anlatılıyor.” diye konuştu.<br />Ayrıca ismi sağlıklı yaşam ve spritüal konularda çok sık geçen fakat isminin açıklanmasını istemeyen Bay E. Hazreti Muhammed'in peygamber olmadan önce Yemen'e yaptığı seferler sırasında Budistlerle tanıştığını, onlardan meditasyon ve yoga yapmayı öğrenmiş olabileceğini iddia etti.<br />Hz. Muhammed meditasyon yaptı mı?<br />Hazreti Muhammed'in peygamber olmadan önce mağaralarda uzun uzun düşüncelere daldığını ve günlerini yanlız başına geçirdiğini belirten Bay E., “Kendisi daha sonraları bu halini tevekkül etmek olarak belirtmiştir. Çünkü o daha gençliğinden itibaren tek bir yaratıcıya inanılan “Hanif” dinine mensuptu, fakat ne şekilde ibadet edeceğini bilmiyordu. Mağaralarda işte bu düşüncesi üzerine uzun süreler kendiyle baş başa zamanlar geçiriyordu.” dedi.<br />Konuyu birçok yönden araştırdığını belirten Bay E.: “Hazreti Muhammed Yemen'den döndükten hemen sonra her şeyden elini eteğini çekip, uzun süre aç ve susuz bir şekilde düşünmeye veriyor kendini... Bu şekilde uzun süre dayanmak belli bir bilgi ve deneyim gerektirir. Hazreti Muhammed'in Yemen dönüşünde bunları yapması, “Acaba bu uzun süreli düşünme hali sırasında meditasyondan mı faydalandı?” sorusunu akla getiriyor. Bu sadece bir ihtimaldir, kesin bir şey yok... Çünkü belli bir disiplin olmadan bu şekilde uzun süreli düşüncelere dalmak zordur. Hazreti Muhammed, bu mağaralarda yaşadıklarına daha sonra “tefekkür” adını vermiş ama tefekkürün Budizm'deki karşılığı da meditasyondur.”<br />Yoga hareketleri namazda var mı?<br />Bazı hareketlerin yoga hareketleriyle benzerliğine işaret eden Bay E., devamında şunları söylüyor: “Fakat namaz hareketlerinin yogadan etkilenmesi sözkonusu değildir. Çünkü Hz. Muhammed'e namazın nasıl kılınacağı tarif edilmiştir. Hazreti Peygamber spor yapmış, özellikle yürüyüş, koşu, ata binme, ok atma gibi spor branşlarıyla ilgilenmiştir. Yoga hareketlerini esas alarak yaptığı çalışma türünde bilgiler ise yine islam tarihçileri tarafından kaydedilmemiştir. Bu konularda gerçekleri ancak Allah bilir.”<br />İslami camiadan gelebilecek olası tepkiler üzerine biraz ihtiyatlı bir dil kullanmak zorunda kaldığını söyleyen Bay E., yaptığı açıklamada ise bu konuyla ilgili şunları söyledi: “Hazreti Muhammed'e Miraç sırasında namaz hareketlerinin öğretildiği belirtiliyor İslam kaynaklarında... Fakat bu net bir bilgi değildir. Çünkü farklı görüşler var. Bunu araştırıyorum. Eğer Miraç'ta namaz hareketleri öğretilmemişse o zaman yogadan esinlenmesi muhtemeldir. Çünkü namazla yoganın birçok figürü benziyor.” Aynı zamanda kişisel gelişim uzmanı da olan Bay E, namazla yoganın benzer hareketlerini bize örnekleriyle gösterdi.<br />İslam tarihinde yazmıyor!<br />Bu iddialarını Hint kaynaklarına dayandırdığını söyleyen Bay E, bu kaynaklarda Yemen ve civarlarında kervan ticareti yapan bir Arap'tan bahsedildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Birçok Hint kaynağında, Hintli bilginlerle uzun sohbet ve tartışmalar yapan bir Arap kervanbaşısının daha sonraları Peygamber olarak kavmiyle çatıştığı yönünde bilgiler yer almaktadır. Hintli bilginlerden bazıları Yemen ve civarlarında tanıştıkları bu insanın getirdiği dinin özelliklerini de bir süre sonra Yemen ve civarlarında karşılaştıkları Arap tacirlerine sormuşlar ve kayda geçmişlerdi.”<br />Hazreti Muhammed'in Hintli bilginlerle tanışıp meditasyon, yoga gibi konularda bilgi sahibi olmasının yüksek bir ihtimal olduğunu vurgulayan Bay E., “İslam tarihçilerinin bilmediği bu konular İslami kaynaklara geçmemiş ve sözü dahi edilmemiştir.” diye konuştu. Bu konuyla ilgili uzun süreden beri çalışma yaptığını söyleyen Bay E., “Hint kaynaklarını daha ayrıntılı bir şekilde tarıyorum şimdi... En kısa süre içerisinde Hazreti Muhammed'in meditasyon ve yogayla ilişkisini konu alan daha geniş bir araştırma yayınlayacağım.” dedi.<br /><br /><br />İslami otoritelerden sert tepki<br />Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş: Bu edepsizliktir. Hazreti Muhammed'in meditasyon ve yoga öğrendiğini söylemek tamamen yalandır. Hazreti Muhammed Yemen'e hiç sefer yapmadı. Ticaret için iki defa Şam'a sefer yapmıştır. Kaldı ki namaz yeni bir şey değildir. Yetiştiği kavimde namaz vardı. Hazreti Muhammed'in kavmi namaz kılardı, oruç tutardı, zekat verirdi. Fakat onlar Allah'a ulaşmak için aracı tanrılara başvurmak gerektiğine inandıkları için şirkteydiler. Hazreti Muhammed'in Budistlerden, yogadan esinlenmesi için hiçbir neden yoktur. Kur'an-ı Kerim'de İncil'den Tevrat'tan bahsedilmiştir. Eğer böyle bir şey varsa o zaman Budizm’den de bahsedilirdi. Öne sürülen iddiaların hiçbir temeli yoktur. Bunlar dikkat çekmek için bu tür yalanları uyduruyorlar.<br />Saçma sapan düşünce<br />Diyanet İşleri Bakanlığı Fetva Hattı: “Öne sürülen görüşlerin tümü safsatadır. Hazreti Muhammed'in Hintli budistlerle görüştüğü ve onlardan meditasyon ve yoga öğrendiği iddiası tarihsel bilgilerle çelişmektedir. Hazreti Muhammed'in Hira Mağarası'ndaki düşünme haline “tefekkür” denilir. Buna meditasyon demek, abestir. Diğer iddiaya gelince de, Hazreti Muhammed Miraç'a yükselmeden önce de namaz kılıyordu. O gece sadece namaz beş vakit olarak farz kılındı. Hazreti Muhammed, Hazreti İbrahim'in dini olan “hanif dini”ne mensuptu. Hanif dininde zaten namaz kılmak vardı. Hazreti Muhammed, namazı “hanif dininde” nasıl kılıyorsa öyle kılıyordu.<br />Miraç’a çıktıktan sonra namazın şekillerinde herhangi bir değişiklik de yapmadı. Yoga ile namaz arasında birtakım benzerlikler olabilir. Ama Hazreti Muhammed, namazda yogadan esinlendi demek saçma sapan bir iddiadır. Çünkü dediğimiz gibi Hazreti Muhammed, Hazreti İbrahim'den beri namaz nasıl kılınıyorsa öyle kılmaya devam etmiştir.”<br /><br />Hazırlayan: Lilay Koradan<br />Kaynak Genc Gelişim Dergisi</span></span></td></tr></tbody></table></span>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-6289239558431535072010-08-12T21:12:00.000+03:002010-08-12T21:18:19.423+03:00Cesur Yeni Dünya (The Brave New World'e nazire)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilPrxopPz6wGuI92wSsrxxgyNE93jNJmD9W1ALY3HmH7sG4tO98KUMGDqOWsJhxK69-pRMmHMZILtR09DtiQezSbs03JkMb5PF01AiDE8f2zJfNexRzrmAENRJ6exWOw-Y8NOxLCM9c2-e/s1600/AoM2.png"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilPrxopPz6wGuI92wSsrxxgyNE93jNJmD9W1ALY3HmH7sG4tO98KUMGDqOWsJhxK69-pRMmHMZILtR09DtiQezSbs03JkMb5PF01AiDE8f2zJfNexRzrmAENRJ6exWOw-Y8NOxLCM9c2-e/s320/AoM2.png" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5504589053348898770" /></a><br /><span class="Apple-style-span" style=" color: rgb(51, 51, 51); line-height: 19px; font-family:'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif;font-size:13px;">Çok farklı bi dünya...<br />Gökyzü kana bulanmş..<br />Yeryüzü kara..<br />Kalpler kömür siyahi<br />Akıllar kan kırmzı<br />Ilık bir hzün dokunuyor toprklara<br />Tenler buz tutmş<br />Gözler tuzla buz olmş<br />Gördgm şu bataklık<br />Vakti zamanında bi krallık<br />Tarihte kalmş artk<br />Bir samanlık...<br />Harabe bi kalede durgun bi nehir<br />Anlamadysan söyleyeyim gözyaşı degil<br />Ölüler aglamaz ölüler duymaz<br />Bu masala kimse kanmaz<br />Kanan bi insan vardı erdemliydi<br />Kral çıplak dedi başı gitti</span><div><span class="Apple-style-span" style=" color: rgb(51, 51, 51); line-height: 19px; font-family:'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif;font-size:13px;">Akıllar kana,kanlar kara,melekler kara,şeytanlar aka<br />Paradoksta bulananlara<br />Gönüllerdeki derinlik deva<br />Hissedemedysen bu çölde ayak izin nye<br />Kalıclk arıyosan<br />Geri dön karanlık devrine..</span></div>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2709068755926773942.post-55448511184362328542010-08-12T21:01:00.001+03:002010-08-12T21:03:30.330+03:00Bebeklari Beyin Yapısı Nasıl?<p class="MsoNormal" style="margin-bottom:7.5pt;line-height:29.9pt;mso-outline-level: 2"><b><span style="font-size:18.5pt;font-family:"Arial","sans-serif"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";color:#009900;mso-font-kerning:18.0pt; mso-fareast-language:TR">Bebeklerin Zekası Nasıl Geliştirilir?<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR"><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Bebekler dünyaya geldiklerinde beyinlerinde yüz milyarlarca nöron (Sinir hücresi) bulunmaktadır. Doğumdan ilk altı aya kadar olan dönemde insan beyninde nöronların en çok olduğu dönemdir. 0-6 aylık dönem insan yaşamında bir daha yaşanmayacak özel bir dönemdir. 6.ay bittikten sonra insan beynindeki nöronlar birer birer ölmeye başlar.İngiliz bilim adamlarının şöyle bir araştırması var. 6 aydan küçük ve 9 aydan büyük bebeklerden oluşan iki grup alınıyor. İki gruba da birbirinin tıpatıp aynı olan primat (Bir hayvan) resimleri gösteriliyor. Bebeklere sürekli, aynı görünen fakat birbirinden farklı olan primatlar gösteriliyor. İlk olarak bütün bebekler primat resimlerine dikkatlerini dağıtmadan bakıyorlar.Araştırmacılar aynı şeyi farklı bir yüzle denediklerinde çarpıcı bir sonuç alınıyor. Daha büyük olan bebekler yeni yüze bakmıyor, canları sıkılıyor. Primatlar birbirinin aynı gibi göründüğü için daha önce gördüklerini düşünüyorlar. İki yüz arasındaki farkı göremiyorlar. Altı ayın altındaki bebeklerin buna verdikleri tepki, büyük bebeklerden çok farklıymış. Sanki büyülenmiş gibiymişler. Çünkü yeni bir yüzün farklı bir makiye ait olduğunu görmüşler. Ancak insanların dünyasında yaşayabilmeleri için bu sıra dışı yeteneği kaybetmek zorundalar. Bir bebeğin beynini bir yetişkin beynine dönüştüren nedir? Bu sorunun yanıtı beynimizin diğer insanlarla iletişim kurma yeteneğini nasıl geliştirdiğine dair çok şey söylüyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Bir bebeğin beyni çim tohumları dolu bir tepsiye benzer. Her tohum farklı bir göreve ait bağlantıyı yada sinapsı (sinirsel bağ) temsil eder. Doğduğumuz andan itibaren beynimizdeki nöronlar arasında bağlantılar oluşmaya başlar. Bebekler doğduklarında bir yetişkinin 1,5 katı kadar sinapsa sahip olarak doğarlar. Buda onlara primat resimlerini ayırt etmek gibi asla ihtiyaç duymayacakları özel yetenekler verir. Böylece beynin çok fazla sinapsı olur. Ancak bu sinapslar uzmanlaşmalıdır. Beynimizde hangi bağlantıların yaşayacağı yada hangilerinin öleceği kime baktığımıza bağlıdır. Bebekler neredeyse sadece insan yüzlerine bakarak büyürler. Onlarla ilişkili bağlantılar yaşamaya ve gelişmeye devam eder. Kullanılmayan bağlantılar kaybedilmeye başlar. Primat yüzlerini ayırt etme yeteneği de dahil. Bu da insan yüzlerini ayırt etme özelliğinin on ay içinde çok iyi seviyeye geldiğini gösterir. Bu da insan ilişkilerinde uzmanlaştıklarını gösterir. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Bebeklerin hayatlarının hiçbir döneminde bir daha elde edemeyecekleri bu özel yeteneklerini kaybetmemelerini nasıl sağlayabiliriz? <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><b><span style="font-family:"Arial","sans-serif"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Bebeklerinin zekasını geliştirmek isteyen anne babalara öneriler</span></b><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-language:TR"> <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">• Sinir hücrelerinin oluşmaya başladığı erken dönemlerde bebeğinizin görsel uyarılara ihtiyacı vardır ve bu konuda yapılan pratik hareketler çok önemlidir. Bu nedenle bebekler farklı görsel uyarıcı bombardımanına tutulmalıdır.<br />• Bebeğinizin yüzüne gülümseyerek vücuduna masaj yapın,gözlerinin içine bakarak ismini söyleyin<br />• Bebeğiniz ile direk olarak konuştuğunuz esnada onu yüzünüze yakın tutunuz ve gözlerinin içine bakınız.<br />• Bebeğinizin karyolasının yanına bir teyp koyunuz, Çalmak için ninni veya yumuşak bir fon müziği seçin.İçerisinde tekrarın çok olduğu melodiler bebek için çok dinlendiricidir çünkü bu, bebeklerin ana rahminde duydukları sese benzer melodidir<br />• Çamaşır veya bulaşık makinesinin sesini teybe kaydederek bebeğinize dinletin.Bu ses ana rahminde bebeğin duyduğu seslere benzer. Bu sesleri bebek dinlerse beyindeki nöronlar ölmeyecek bağlantılar gelişecektir.<br />• Bebeğinizi vücudunun bölümlerinden (dirsek, parmak, ense v.b. ) kavrayarak hafif sallayınız. Bebekler bundan çok hoşlanırlar.<br />• Bebeğimizi biz nasıl besler ve ona nasıl davranırsak yetişkin olduğunda üzerinde derin etkileri olacaktır. Bu oyun bebeğinizin güvende ve emin hissetmesini sağlar.<br />• Bebek ağlamadan istek duymadan onu beslemememiz gerekmektedir. Bu kişiliğini olumsuz etkilemektedir. Ağlamadan beslenen çocuklar sürekli hazıra konan yetişkin gibidirler.<br />• Bebeğinizin duyma ve görme duyularının gelişimi için farklı yüz ifadeleri yapın ve sesler çıkarın.<br />• Bebeğinizi farklı kumaşlar ile okşayınız veya sarınız. (Vücudunun farklı kumaşlara dokunmasını sağlayın<br />• Bebeğinizin farklı kokuları almasına imkânlar sağlayınız. Dışarı çıkın ve bir gül koklatınız veya taze yeni kesilmiş bir portakal koklamasına yardımcı olunuz.<br />• Eğer odaya hareketli ve odada gölge oluşturabilecek nesneler ayarlayabilirseniz bu bebeğinizin görme yetisinin gelişimine yardımcı olacaktır.<br />• Bebeğinizin altını değiştirirken onunla iletişim kurun ve şarkı söyleyiniz.<br />• Zaman zaman sesinizi değiştiriniz. Onunla konuşurken yüksek, alçak, yumuşak ve şarkı söyleme modunda sesler kullanınız.<br />• Farklı renklerde çeşitli oyuncakları alınız ve sırasıyla oyuncakları ileri geri bebeğinizin önünde onun görme yetisine uyarılar gönderecek şekilde hareket ettiriniz.<br />• Kısa ve tekrarlanan ifadeler bebeğin dil gelişimini hızlandırır.<br />• İşaret ve orta parmağınızı kullanarak bebeğinizin farklı bölgelerine yavaşça vurunuz. Vururken de vurduğunuz bölümün adını söyleyiniz.<br />• Sevgi ile yapılan bebek bakımı beyini ve zekânın olumlu şekilde gelişmesini destekler<br />• Bebeğin omurilik bölgesine yapılan masajın zeka gelişimine çok büyük katkısı vardır.<br />• Bebeğinizin kol ve bacaklarına yaptığınız egzersizler kas ve motor hareketlerin gelişimine yardımcı olacaktır.<br />• Coşkulu konuşmalar bebeğin duygusal ifadelerini cesaretlendirir. Ve böylelikle bebeğinizin hatırlama yetisine yardımcı kimyasallar ortaya çıkarır. Zekâ gelişimine önemli katkıda bulunur.<br />• Dil gelişimine yardımcı şarkılar ve parmak oyunları beynin gelişimi açısından çok önemlidir.<br />• Bebeğinizle her oyun oynadığınızda beyindeki hücreler arasında bağlantılar oluşacak, güçlenecek ve bebeğin gelecekteki yaşamında büyük etkisi olacaktır. Bu bağlantıların ileriki yaşlarda oluşması daha zordur.<br />• İpe dizilmiş boncuklar, bebekler için oynanan saklama türü oyunlar bebeğinizin motor, beceri ve dil gelişimine katkı sağlar.<br />• İnteraktif oyunlar bebeğinizin gelecek yaşamlarında karşılaşacakları daha karmaşık durumlara hazır hale gelmelerini sağlarlar.<br />• Bebeğinizi tutma, onu havada hafifçe sallama beynine onun büyümesini sağlayan hormonların açığa çıkmasına yardımcı olur.<br />• Bebek ne kadar erken müzik ile tanışırsa o kadar çok öğrenmeye potansiyeli artacaktır. Birçok kelime ile devamlı bir şekilde karşılaşmış bebekler üç yaşına geldiklerinde dili çok akıcı konuşabilirler. Fakat dil deneyimleri az olan bunlardan uzak olan bebekler dil konusunda gelişimleri yavaş olacaktır.<br />• Bebeğinizi sallamanız onu kucaklamanız rahatlık verecek ve beyin gelişimine yardımcı olacaktır.<br />• Bebeklere dokunma ve sarılma onların sindirimin daha kolay olmasını hızlandırır.<br />• Bebek beyni her dildeki farklı sesleri ayırt edebilecek bir kapasiteye sahiptir.10 aylık olduktan sonra yabancı sesleri kendi öz dilinden ayırt eder ve kendi öz diline odaklanır.<br />• Çok konuşan çocuklar karmaşık dil yapılarını daha kolay öğrenebilme kapasitelerini geliştirir<br />• Bebeğinize sesli olarak kitap okuma ona verebileceğiniz en güzel hediyedir<br />• Bebeğinizi alıp bir süpermarkete gitmek güzel bir deneyim olacaktır.<br />• Beyin hayatımız boyunca öğrenme kapasitesine sahiptir ve öğrenme süreci devam etmektedir. Hiçbir dönem, öğrenmenin mükemmel gerçekleştiği bu döneme eşit değildir. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><b><span style="font-family:"Arial","sans-serif"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Kaynakça</span></b><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-language:TR"> <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">125 Brain Games for Babies by Jackie Silberg <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="mso-margin-top-alt:auto;mso-margin-bottom-alt:auto; line-height:normal"><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-fareast-language:TR">Gürkan Yaşar<br />Üstün Zekalılar Eğitim Danışmanı<br />Üstün Zekalılar Enstitüsü<br /></span><a href="http://www.ustunzekalilar.org/"><span style="font-family:"Arial","sans-serif"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";color:#009900;mso-fareast-language: TR;text-decoration:none;text-underline:none">www.ustunzekalilar.org</span></a><span style="font-family:"Arial","sans-serif";mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-language:TR"> <o:p></o:p></span></p>Nomadhttp://www.blogger.com/profile/15401698123875984745noreply@blogger.com0